Ana içeriğe atla

Kayıtlar

#mart etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Geldi Gözümüzün Nuru Ramazan

Geldi gözümüzün nuru, on bir ayın sultanı Ramazan. Bizi bu vakte kavuşturan Rabbimize hamdolsun. Rabbim bu ayı hakkıyla ihya edebilmeyi nasip etsin. Kul olduğunu hatırlamak ve acizliğini bilmek, insanın manevi yolculuğunda çok önemlidir. Ramazan ayını Müslüman insan yalnızca bedensel açlık ve susuzluk olarak görmez; her şeyin Allah’ın kudretine bağlı olduğunu anlar ve gösterir. Oruç ibadeti, nefsi terbiye etmenin ve Allah’a karşı olan teslimiyetin ve aczin vücut bulmuş hâlidir. Tüm ibadetler gibi sadece Allah’ın rızası için yapılan bir ibadettir. Şuurlu Müslüman, dünyada sahip olduğu her şeyin; bedensel ve ruhsal sağlığın, maddi zenginliğin, gücün ve kuvvetin geçici ve emanet olduğunun farkındadır. Bunların hepsi varken de yokken de imtihandır. Bilir ki Allah, mutlak güç sahibidir ve insanın her türlü ihtiyacını yalnızca O karşılayabilir.  Kul olduğunun farkında olmak, insanı hem alçakgönüllü ve sabırlı yapar hem de Allah’a karşı minnettarlık duygusunu pekiştirir. Her ş...

Öfkemizi Diri Tutalım

Öfkemizi diri tutalım! Yüreğimize ateş salıyor şehit çocukların haberleri. Dilimize dahi almak istemedigimiz bu kelime, yüreğimizi yakıp geçiyor maalesef. Aylardır devam eden zulmün arkasından milyonlarca masum anne ve çocuk şehit oldu. İnsanlıktan nasip almamış, lanetlenmiş bir kavim olan Siyonist Yahudilerin zulmünün zirve yaptığı zamanlara şahitlik ediyoruz. Sözün bittiği yerdeyiz ve içimizde avaz avaz bağıran vicdanımız artık susmuyor. “Yeter artık! Söz bitti, şimdi eylem zamanı!” diye haykırmaya başladı ve ayağa kalktı insanlar. Onlarda farkına vardı, Siyonizm’in nasıl bir veba olduğunu! Bugün Filistin'e, Yemen’e bu zulmü yapanın, yarın istediği her yere aynı şekilde zulüm yapacağını. Farkına vardı insanlar, insan haklarının sadece kâğıt üzerinde olduğunun. Bütün özgürlük ve adalet yasalarının sadece onların istediği gibi olduğuna. Savaş suçlarında yapılacak tüm ihlallerin yapıldığına. İnsanların bedeninden organlarının çalındığına. Çocukların kaçırılıp nelere ...

İmtihanın Büyüklüğü İmanımızı Artırır İnşallah

Bu ayki yazımda ülkemin farklı güzelliklerinden bahsetmeyi çok isterdim ama içim paramparça maalesef. Üst üste iki depremi de yaşamış biri olarak yazıyorum size. O an yaşadığım tam olarak çaresizlikti. Ne yaşadığımı, canımın nasıl yandığını anlatmam mümkün değil. Çaresizlik, olmak istediğim yerde olamamaktı, yapmak istediğini yapamamaktı, elimden herhangi bir şeyin gelmemesiydi. Şimdi öyle bir ağlamak geliyor ki içimden, şöyle kimsenin görmediği ıssız bir dağ ardına gitsem ya da bir enkaz altına girsem hıçkıra hıçkıra döksem içimde biriken acıyı, öfkeyi, çaresizliği ama kimse görmese beni… İsyan etmeden ağlasam uzun uzun. Yüreğimin yangınını gözyaşlarımla söndürebilsem. Ağlamaktan utanmıyorum tabi ki, ağlayamamaktan, ağlamamaktan utanıyorum. Ağlamalı, anlamalı ve kabul etmeliyiz yaşadığımız imtihanın ne kadar büyük olduğunu. İmtihanda olduğumuzu bilmek, acımızı daha çabuk kabul etmemizi sağlayacak. Kabul etmek de yaralarımızı sararken daha güçlü kılacak bizi. Acıyı h...