Ana içeriğe atla

Kayıtlar

#yaşamak etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yaşamak Umurumdadır

Derdimiz Yaşamaksa Şu An Ne Hâldeyiz? Ne hâldeyiz derken bahsedeceğim şey, siyasi anlamda bir çıkmazın ve aldatmanın içinde olmamız veya “Kime inanalım?” sorusunun cevabını aramak değil. Ekonominin ne kadar kötü olduğunu ve değerini yitiren tek şeyin para olmadığını da yazmayacağım. Ülkemizin tarihi geçmişinden ve jeopolitik öneminden de bahsetmeyeceğim. Geldiğimiz ve gideceğimiz yeri sizler de benim gibi biliyorsunuz eminim. Toplumsal bir çürümenin, yozlaşmanın içinde yitirdiğimiz en önemli şeyden bahsetmek istedim sizlere... Evet ne haldeyiz derken birbirimizle olan sıcak, samimi, gösterişten uzak, birbirimizi yargılamadığımız muhabbetlerden ve bizi biz yapan değerlerden söz etmek istedim. “Yok artık öyle dostlar.” Ya da “Nerede o eski bayramlar” der gibi “Nerede o eski samimiyet?” cümleleri geliyor sizin de aklınıza değil mi? İnanan kimseler olarak kainattaki bütün olumsuz dayatmalara, ben merkezli psikolojik öğretilere rağmen, esas vasıflarla donatılmış, özünü, maya...

Ikra! Oku!

Okumak bir derya, uçsuz bucaksız bir okyanus, içinde binbir başka dünya ve güzellikler barındıran. Okumak insanın kendi ile hallenmesine vesile olan bir sevda, bir aşk... Okumak bilmedigin dünyalara açılan gizli bir kapı, kapıyı açan bir anahtar. Okumak kazanılan alışkanlıklardan ve insanın içindeki hali olumlu anlamda arttıran bir haslet. Ölü yüreklere bir nevi ab-ı hayat... İnsan alışkanlıklarıyla var olan, alışkanlıklarına binaen değer kazanan Eşref-i mahluktur. N e kadar güzel alışkanlık varsa, karekter o kadar güzeldir. Okumaktan bihaber ne bakışlar huzur verir nede bu yürekler mesken edilir. Okumak sadece eline aldığın çok satanlar listesinde ki romanlardan yada okuduğun bir dergiden ibaret değildir. İnsanı, tabiatı, kainatı, bir yüreğin atışındaki muhabbeti, bakışındaki merhameti okumak. Evvela okumaktan zevk almak. İnsanın bütün tecrübeleri yaşayarak ögrenmesi imkansız, tecrübeleri güzel bir kalemden okumakta, yaşamak kadar öğreticidir. Okumakla h anemizden, bir pen...

Yaşamak ve Yaş almak...

... ... Başladığımız ama bitiremediğimiz ne çok şey var değil mi? Kitaplar, yazmak için tarih attığımız günlükler, sıkı bir dostluk olacak hevesiyle başlayan muhabbetler...  Kanefçeler, etaminler, örgüler, düğüm olmuş yığınla yapılmayı bekleyen işler. Ve izler, penceremizin pervazına konmuş küçük kuş izleri ve  duymadığımız sesleri! Açmasını beklediğimiz menekşeler, sardunyalar, sulamayı unuttuğumuz kakdüsler, petunyalar... Ay ışığında hatırlamaya çalıştığımız yüzler! Asla ayrılmayız dediğimiz ama aylardır sesini duymadığınız, özler ve silinmesini istemediğimiz izler... Bitmesini istediğimiz ama bir türlü başlayamadığımızda onlarca şey... Evet bu zaman belki de o zaman!. Bir bakmışız sabah olmuş, ne uykuya kanmışız ne de yorgunluğumuzu atmışız.  Sonra akşam olmuş, aklımızda onlarca iş olmasına rağmen bir tanesini bile yapmamışız. Lades olmuşuz, bizi bize unutturup, akıp giden zamana! En çokta unuttuğumuz kendimiz oluyoruz bu hengamede. Ve asıl yapmamı...