...
...
Başladığımız ama bitiremediğimiz ne çok şey var değil mi?
Kitaplar, yazmak için tarih attığımız günlükler, sıkı bir dostluk olacak hevesiyle başlayan muhabbetler...
Evet bu zaman belki de o zaman!.
Bir bakmışız sabah olmuş, ne uykuya kanmışız ne de yorgunluğumuzu atmışız.
Sonra akşam olmuş, aklımızda onlarca iş olmasına rağmen bir tanesini bile yapmamışız.
...
Başladığımız ama bitiremediğimiz ne çok şey var değil mi?
Kitaplar, yazmak için tarih attığımız günlükler, sıkı bir dostluk olacak hevesiyle başlayan muhabbetler...
Kanefçeler, etaminler, örgüler, düğüm olmuş yığınla yapılmayı bekleyen işler.
Ve izler, penceremizin pervazına konmuş küçük kuş izleri ve duymadığımız sesleri!
Açmasını beklediğimiz menekşeler, sardunyalar, sulamayı unuttuğumuz kakdüsler, petunyalar...
Ay ışığında hatırlamaya çalıştığımız yüzler!
Asla ayrılmayız dediğimiz ama aylardır sesini duymadığınız, özler ve silinmesini istemediğimiz izler...
Ve izler, penceremizin pervazına konmuş küçük kuş izleri ve duymadığımız sesleri!
Açmasını beklediğimiz menekşeler, sardunyalar, sulamayı unuttuğumuz kakdüsler, petunyalar...
Ay ışığında hatırlamaya çalıştığımız yüzler!
Asla ayrılmayız dediğimiz ama aylardır sesini duymadığınız, özler ve silinmesini istemediğimiz izler...
Bitmesini istediğimiz ama bir türlü başlayamadığımızda onlarca şey...
Evet bu zaman belki de o zaman!.
Bir bakmışız sabah olmuş, ne uykuya kanmışız ne de yorgunluğumuzu atmışız.
Sonra akşam olmuş, aklımızda onlarca iş olmasına rağmen bir tanesini bile yapmamışız.
Lades olmuşuz, bizi bize unutturup, akıp giden zamana!
En çokta unuttuğumuz kendimiz oluyoruz bu hengamede.
Ve asıl yapmamız gereken kulluk vazifelerimiz, secdelerimiz ne alemde...
Biraz yavaşlatmalı zamanı, daha fazla hissederek yaşamalı!
Çiçeğin açışını, kuşların kanat çırpışını, güneşin doğuşunu beklemeli yüreğinde o mucizeyi hissederek...
Ayın halleri ve o muhteşem ay aydınlığı ile aydınlatmalı yüreğimizin karanlık yerlerini.
Biraz daha yavaşa almalı hayatı, rutinleri sevmeli, gelip geçen zamana tebessüm etmeli.
En çokta unuttuğumuz kendimiz oluyoruz bu hengamede.
Ve asıl yapmamız gereken kulluk vazifelerimiz, secdelerimiz ne alemde...
Biraz yavaşlatmalı zamanı, daha fazla hissederek yaşamalı!
Çiçeğin açışını, kuşların kanat çırpışını, güneşin doğuşunu beklemeli yüreğinde o mucizeyi hissederek...
Ayın halleri ve o muhteşem ay aydınlığı ile aydınlatmalı yüreğimizin karanlık yerlerini.
Biraz daha yavaşa almalı hayatı, rutinleri sevmeli, gelip geçen zamana tebessüm etmeli.
Yavaş yaşamalı, hissetmeli ve yaşamına güzel insanlar almalı!
zaman neler getiriyor hala :) kimine yavaş kimine hızlan diyor :) en çok üzüldüklerim başlayamadığım projeler
YanıtlaSilİnşallah en kısa zamanda başlarsınız. Ertelemekte zamanın hastalıklarından biri ...
SilTeşekkür ederim
Siz ne yaparsanız yapın zaman bildiğini işliyor. Zamana kimse güç yetiremez. Teslim alamadığımız ve boyunduruk takamadığımız olgulardan biri de zamandır. Ancak, zamana karşı savaşmak yerine, zaman kaybetmeden işlerimize odaklanmaktan başka çaremiz yoktur.
YanıtlaSilZamanla savaşmak yerine barışmak ...
YanıtlaSilAkıp giden zamanda kendimiz için vakit ayırmak...
Teşekkür ederim...
Ve zamanın bize emanet olduğu şu güzel dakikalarımizi kıymetlendirmek gerek...
YanıtlaSilİnşallah Hatice kardeşim, Rabbimin kiymet bilen ve şükreden kullarından olmayı nasip etsin bize.
YanıtlaSilMuhabbetle⚘
heeeey merhabaaa :)
YanıtlaSilAleykümselam:) merhaba🥰
Sil