Ana içeriğe atla

Kayıtlar

#şiir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Acılara Gönüllüydüm Ben

Olmasını istediğim birçok umut biriktirdim avuçlarımda, Sevgiyle dokunan ellerine bırakmak için. Duydugum vaatlere, şahit olduğum imkânsızlıklara rağmen, Aldığım yaralara sarıldım. Kurduğum hayallerle akladım sevdamı Ve anladım: sabrım şifamdı. Belki de varoluş sebebim bundandı.  Acılarla büyüttüğüm umutlarım gerçek geliyor bana. Hayal hanemin avlusunda boy vermiyor günebakanlar, Gecemi aydınlatmıyor dolunay, Menekşeler açılmıyor gün yüzü görmemiş camlarımda. Herşeye ragmen özgürlüğe heves ediyordu kafesteki kuşlarım. Her seferinde yeniden, yeniden, yeniden... Bunca yıl dolunaydan çaldığım ışıklarla Aydınlattım karanlık yanlarımı. Her gece kandilleri yaktın yüreğimde, Şiirler, türküler ve kavgalar eşliğinde. Sevdam sabrım oldu. Özledikçe kendime daha sıkı sarıldım. Ben acılara gönüllü olmayı seçtim. Kirlenmemek için kendimden geçtim. Gizleyerek büyüttüm umutlarımı. En uzak yollardan geldim... Her uzaklık bir mahpushane avlusuydu; Voltamı sana gelebil...

Gökyüzü gökyüzüm...

Gökyüzü gökyüzüm... Gördüğüm uçsuz bucaksız mavilik İçime düşen her şey bir sen meselesi! Bir ay doğumuna vurulmuş,  Bir yıldız kaymasına bağlamışım umudumu! Tutarsa diye dilekler tutmuşum sana dair. Gökyüzü gökyüzüm... Bir yaşama hevesi içimdeki savaştığım, barıştığım, çeliştiğim, çekiştiğim, kazandıkça kaybettiğim... Hep toplanıp gelme isteği ve gelememe çaresizliği. Yolumu kaybetme korkusu yaşamadan, yanılmadan, yorulmadan... Seni bulmak, senle olmak isteği... Gökyüzü gökyüzüm... Umudun aydınlattığı dünyam sen ol istiyorum. Sen doğ gecelerime, sen düş hecelerime.  Sende başlayıp sende biteyim, senden gelip sana  gideyim. Kaybettiğim her şeyi sende bulayım. Sen de tamam ol, ben de. Sana doğan güneş beni aydınlatsın. Seninle sabahladığım geceler ömrüme ömür katsın. Yaşadığım gel gitler senle bitsin istiyorum.  Geleyim ve bir daha gidecek bir yer kalmasın. Gökyüzü gökyüzüm... Cemrem sen ol, sen düş düşlerime. Hasretimin vuslatı sende son bulsun...

Rengini söyle bana...

Hayata baktığın pencereden gördüğün rengini söyle bana! Gece karası mı; asil, sade, renklerin en koyusu, kaşı  kara sevdalı misali içine işleyen bir çift göz mü? Yoksa, kâbuslarının siyahı mı? Yolunu bulamadığın karanlıklarda kaybolma korkusu... Hükmü yok, sevdanın olduğu yerde renk arama, sakın incitecek bir söz söyleme benim  "el-esvad"ıma... Rengini göster bana! Gönlünü açtığında gördüğün siretin sûretindeki gül kırmızısı yanaklar mı? Kadifemsi dokusuyla aklını başından alan tomurcukların yaprakları mı?. Yoksa ateş Kızılı mı; alev alev yanan ,yandıkça kor olan bir kırmızı. Yürek alı, kan kızılı mı? Hükmü yok, aşkın olduğu yerde renk arama ve sakın incitecek bir söz söyleme benim "el-ahmar"ıma.. Rengini söyle bana! Her sabah umutlar üzerine doğan Güneşin boyadığı ekin sarısı mı? İçini ısıtan baharın habercisi. Günün aydınlığı, d oğanın canlanma sebebi mi? Yoksa, ruhun Meleğe teslim olmasından önceki sessizliğinde 'benz'ine vuran veda sarısı m...