Ana içeriğe atla

Kayıtlar

#anadolugençlikdergisi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Var mısın? Biz Olmaya!

Mutluluğun çok uzakta olmadığına inancımız arttıkça, dokunduğumuz her dünya bizi daha güzel kılacak. İnanmalıyız buna... Varlığını hissettiğimiz, var olduğumuzu hissettiren yüreklere daha sıkı sarıldıkça yükümüz hafifleyecek. Paylaşmak insani bir ihtiyaç; bazen sıkıntıları, bazen mutlulukları... “Yolun başı incitmemek, yolun sonu incinmemektir." sözüne muhatap olmak için can attıkça, incinmemek kadar değerli olacak incitmemek de... Aldığımız ve verdiğimiz selamlar bir tohum gibi düştükçe gönül toprağımıza, rengârenk çiçeklerle bezeli kocaman bahçelerimiz olacak... Her danede yedi veren güller, mis kokulu sümbüller, nergisler muhabbetle saçılacak toprağımıza. Her yürek bir güzellik olacak ve selamın güzelliği kelamla devam edecek... Birbirini Allah için sevmenin mutluluğunun paha biçilemez olduğunu anlayacağız. Okuduğumuz bir kitap gibi, tanıştığımız her insan da hissettiğimiz bir duyguya tercüman olacak. Kabuğuna çekilmekten ve yalnızlıktan daha lezzetli gelec...

Sevdiklerim Ve Sevmediklerim.

Uzun süren sohbetleri severim. Yaşça büyük olanların yaşanmış hayat hikayelerini dinlemeyi de... İnsanların derdi ile dertlenenleri severim, bir konuyu kafaya takanları, sorunlara çözüm arayanları, sabahları erken kalkanları ve kalkmayı severim. Vapur sesine katlanırım martıların rüzgâra karşı ahenkle kanat çırpmasını izlemek için.  Çayı çok severim, kahveyi sevenleri de severim, özellikle muhabbeti kırk yıla yayan insanları... Sohbet halkalarını severim, derdi insan olan cemiyetleri. Allah rızası için koşturanları, hatim öncesi tövbeyi, sonrasındaki duaları... Vatanımı, bayrağımı, derdi vatan olan insanları... Sevdiğim şiirler vardır ne zaman ve nasıl ezberlediğimi bilmediğim, gönlümden geçen şiirler; “mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü” olduğunu anlatan. “Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı” diye haykıran, şairleri de severim. Severim başkası için ağlayabilen insanları... Kendi küçük dünyasının kabuklarını kırmış, Hz...

İhtiyacımız Var

İhtiyacımız var. Peki neye? Ne için? Bizi bekleyen, gitmediğimiz aramadığımız için sitem edebilen, kalbinin bir köşesinde muhabbetimizi diri tutan, sakınıp saklayan, bizden vazgeçmemiş insanlara, “İşte geldim, çok beklettim ne olur kusuruma bakma!” demeye ihtiyacımız var. Kavgaları, kırgınlıkları bir kenara koyup “Sen de haklısın!” demeye. Kopan bağlarımızı onarmaya, yenilemeye, Allah’ın emri olan ayetlerle hareket etmeye... Edeceksek “Allah bundan razı olur” diye vaktimizi sevdiklerimize kurban etmeye ihtiyacımız var. Aynı gök kubbe altında yaşayan ya da yaşamaya çalışan insanlar için. O insanlar ki hanelerine uzun zamandır yemek girmemiş, belki sıcak yemek pişirecek imkanları yok. O insanlar ki mahalle pazarının dağılmasını bekliyor biraz nasiplenmek için. Belki de ramazandan ramazana dağılan gıda kolileri bitecek diye endişe ediyor. Onların bize, bizim de onlara el uzatmaya ihtiyacımız var. Allah’u Teâlâ buyuruyor ki: Rasûlüm! Sana, Allah yolunda ne harcayacaklarını ...

Yaptığın Bir Şey Olsun!

Yaptığın bir şey olsun! Yaptığın bir şey... Adil olmak gibi… Haksızlık karşısında çelikten zırh, güçsüzün yanında sağlam bir kale, haklının yanında huzur veren bir dem ol mesela... Söylenmiş bütün sözlere inat, iyilik edersen iyilik bulursun. Bulamam sanma! Halik bilir ve bildirir. Bu balık suretinde olmasa da. Yaptığın bir şey olsun! Tevazu kanatlarını sermek gibi… Sadece annene, babana, evladına değil, tüm insanlara. Sen kanaati gözetip, mütevazı ol ki nefsinin başı yere eğilsin. “Ahmak çabalar iş olacağına varır” diyenler olsa da, iyilik adına bütün çabalamalar kalem kalem yazılıyor bil. Ve hepsi veresiye alınıyor, en az on katı ile ödenmek üzere. Yaptığın bir şey olsun! Doğru söylemek gibi... Doğru duymak, doğru görmek, doğru yaşamak hatta yaşatmak gibi. Dokuz köyden değil, bütün köylerden kovulmak pahasına! Varsın adına doğrucu Davut desinler! Yalan batağına düşmektense köysüz, kentsiz kal. Dilini eğip bükmektense, kolun kanadın kırılsın, yalan rüzgarlarında uçmak y...