Ana içeriğe atla

İhtiyacımız Var


İhtiyacımız var. Peki neye? Ne için?

Bizi bekleyen, gitmediğimiz aramadığımız için sitem edebilen, kalbinin bir köşesinde muhabbetimizi diri tutan, sakınıp saklayan, bizden vazgeçmemiş insanlara, “İşte geldim, çok beklettim ne olur kusuruma bakma!” demeye ihtiyacımız var. Kavgaları, kırgınlıkları bir kenara koyup “Sen de haklısın!” demeye. Kopan bağlarımızı onarmaya, yenilemeye, Allah’ın emri olan ayetlerle hareket etmeye...
Edeceksek “Allah bundan razı olur” diye vaktimizi sevdiklerimize kurban etmeye ihtiyacımız var.
Aynı gök kubbe altında yaşayan ya da yaşamaya çalışan insanlar için. O insanlar ki hanelerine uzun zamandır yemek girmemiş, belki sıcak yemek pişirecek imkanları yok. O insanlar ki mahalle pazarının dağılmasını bekliyor biraz nasiplenmek için. Belki de ramazandan ramazana dağılan gıda kolileri bitecek diye endişe ediyor. Onların bize, bizim de onlara el uzatmaya ihtiyacımız var.
Allah’u Teâlâ buyuruyor ki: Rasûlüm! Sana, Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “Sevap kazanmak için harcayacağınız şeyleri öncelikle ananıza, babanıza, akrabanıza, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara verin.” İyilik olarak her ne yaparsanız, Allah onu mutlaka bilir. (Bakara - 215)
Edeceksek, Allah bundan razı olur diyerek, onlar için kurban edelim her şeyimizi.
İhtiyacımız var, ne için?
Bir afetzedeye el uzatmak için. Yaşadığı o büyük yıkımı, yıkımdan sonra imtihan olduğu yoksulluğu, kaybettiği anılarını ve en zoru, sevdiklerini göçük altında bırakmanın verdiği acıyı dindirmek için biraz hemhal olmaya ihtiyacımız var. “Unutmadık seni, yanındayız!” demeye, ihtiyacı her ne ise ona yardımcı olmak için ne gerekiyorsa onu kurban etmeye...
Allah bundan razı olur diyerek birlik olmaya ihtiyacımız var.
Hastanelerde yatan, amansız dertlere düşmüş hastalar için dua etmeye, ambulans sirenleri içinde yaşama tutunmaya çalışan, ölümü istediği hâlde ölemeyen, yaşamak istediği hâlde yaşayamayan insanlara bir umut, bir nefes olmaya ihtiyacımız var. Terk edilmiş yaşlıları sevindirmeye, hürmet etmeye. Yetimhanede yarınları meçhul küçük çocuklara yardımcı olmaya. Anne baba sevgisini tattırmaya...
Olacaksak; Allah rızası için merhametli olmaya, muhabbetli olmaya, hemdem olmaya ihtiyacımız var.
Tevazu kanatlarımızı açıp, alçak gönüllü olmaya, alçaldıkça Allah katında derecemizi yükseltmeye ihtiyacımız var. Bazen satış yapan bir kasiyere, bazen sanayide yağ pas içinde kalmış çırağa... Bazen de dünya telaşına inat, kilitlenen trafikte egzoz dumanına rağmen mendil satmak için kırmızı ışığı bekleyen o çocuğa ihtiyacımız var.
İşi gereği hiç tanımadığı halde arama yapan satıcı operatöre ya da insanlarda farkındalık oluşturmaya uğraşan gönüllü çalışanlara daha anlayışlı olmaya ihtiyacımız var.
Özgürlüğü elinden alınmış, tepesine inen bombalarla geçmiş ve gelecek bütün hayatı tarumar olmuş... Vatanından sürülmüş ve yaşama hakkı gasp edilmiş insanlara yardım etmeye ihtiyacımız var. Onların da en az bizim kadar insan olduğuna ve yaşama hakkı olduğunu hissettirmeye, yaşamak için yollara düşün ve merhametsizliğin çukurunda boğulan insanlara el uzatmaya ihtiyacımız var. Veren elin alan elden üstün olduğunu ve verecek durumda olduğumuza şükretmeye ihtiyacımız var. Kurban edeceksek biraz da tebessüm kurban edelim yüzlerine bakarken. Bir “ensar” olamasak da en azından insan olmaya ihtiyacımız var.
İşgal edilen Filistin için, katledilen Gazze için, zulüm altındaki Doğu Türkistan için, tutsak olmuş kardeşlerimiz için ve kuşatılmış insanlık için uyanmaya ve uyandırmaya ihtiyacımız var.
Bugün buna kör ve sağır olmak demek yarın hesap günü bu mesuliyetin altında ezilmek, sorgusunu verememek demektir.
Nerede ve ne şartta olursa olsun mazlum kardeşlerimize karşı yumuşak, haksızlığın karşısında sert durmaya... Haklıya “Yanındayım” demeye... Özgürlüğümüz elimizden alınmadan, esir edilmiş insanların halinden anlamaya ihtiyacımız var.
Kelâmullahla ahir zamanda yol almaya ihtiyacımız var.
Allah’u Teâlâ buyuruyor ki: Ey mü’minler! İster kolay, ister zor; imkânlarınız az veya çok, ister silahlı ister silahsız hangi durumda olursanız olun hep beraber savaşa çıkın ve mallarınızla canlarınızla Allah yolunda cihâd edin. Bilirseniz, böyle yapmanız sizin için daha hayırlıdır. (Tövbe - 41)
İhtiyacımız var, bize şah damarımızdan daha yakın olan Rabb’imizin rızasını kazanmak, ona yaklaşmak için paramızı, malımızı ve gerekirse canımızı Allah için adamaya, kurban edecek neyimiz varsa Allah rızası için, onun yolunda kurban etmeye ihtiyacımızın var.
İnsanın üzerindeki hasletler bulaşıcıdır. Güzellikleri çoğaltıp birbirimize bulaştırmaya, ulaştırmaya ihtiyacımız var.
Unutmayalım ki yapacağımız her iyilik lehimize ve yapmadığımız ise aleyhimize...
Selam ve dua ile...

Ayşegül'den...

Yorumlar

  1. Ne kadar güzel yazmışsınız, Allah razı olsun. Tüm bu iyilik ve güzellikleri yapmaya bizim ihtiyacımız var. Değişmek için, dönüşmek için, anlamak için. İçinde bulunduğumuz sistem tam aksini dayatsa da Allah yolunda olan kazanacaktır. Üç günlük dünyaya hiçbir şey değmez.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okumuş olmanız çok değerli. Birbirimize dua edelim inşallah kardeşim. 🌹

      Sil
  2. İhtiyacımız var, bize şah damarımızdan daha yakın olan Rabb’imizin rızasını kazanmak, ona yaklaşmak için paramızı, malımızı ve gerekirse canımızı Allah için adamaya, kurban edecek neyimiz varsa Allah rızası için, onun yolunda kurban etmeye ihtiyacımızın var.

    YanıtlaSil
  3. Allah razı olsun kardeşim 👏👏👏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin. Rabbim razı olacağı hal üzere eylesin. Teşekkür ederim.

      Sil
  4. İnsanın üzerindeki hasletler bulaşıcıdır. Güzellikleri çoğaltıp birbirimize bulaştırmaya, ulaştırmaya ihtiyacımız var. Bu okadar doğru ki🌹

    YanıtlaSil
  5. Sonu gelmez istekler dünyası bu dünya. İfade ettiğimiz, edemediğimiz ne çok şeye ihtiyacımız var kim bilir. Kelimelerin dili olsa da söylese değil mi?
    Sizin de söylediğiniz gibi “İşte geldim, çok beklettim ne olur kusuruma bakma!” diyecek insanlar nerede? O, bensem ben neredeyim, sensen sen neredesin? Sahi neredeyiz? 🤔

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okumanız çok kıymetli hocam Allah razı olsun. Birgün iyiki bunca beklemişim değdi dedirtsin Rabbimiz. Selam ve dua ile...

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaptığın Bir Şey Olsun!

Yaptığın bir şey olsun! Yaptığın bir şey... Adil olmak gibi… Haksızlık karşısında çelikten zırh, güçsüzün yanında sağlam bir kale, haklının yanında huzur veren bir dem ol mesela... Söylenmiş bütün sözlere inat, iyilik edersen iyilik bulursun. Bulamam sanma! Halik bilir ve bildirir. Bu balık suretinde olmasa da. Yaptığın bir şey olsun! Tevazu kanatlarını sermek gibi… Sadece annene, babana, evladına değil, tüm insanlara. Sen kanaati gözetip, mütevazı ol ki nefsinin başı yere eğilsin. “Ahmak çabalar iş olacağına varır” diyenler olsa da, iyilik adına bütün çabalamalar kalem kalem yazılıyor bil. Ve hepsi veresiye alınıyor, en az on katı ile ödenmek üzere. Yaptığın bir şey olsun! Doğru söylemek gibi... Doğru duymak, doğru görmek, doğru yaşamak hatta yaşatmak gibi. Dokuz köyden değil, bütün köylerden kovulmak pahasına! Varsın adına doğrucu Davut desinler! Yalan batağına düşmektense köysüz, kentsiz kal. Dilini eğip bükmektense, kolun kanadın kırılsın, yalan rüzgarlarında uçmak y

Filistin'den Mektup

Farklı coğrafyaların, farklı iklimlerin ve kültürlerin insanlarıyız. Sizin yüzünüzü okşayan rüzgar, esintisini dağların serinliğinden alıyor belki... Her sabah perdenizi büyük bir umutla aralıyor, güneşin sıcaklığını yüzünüzde hissediyorsunuz. Çocuklarınızı şefkatle öperek uyandırıyor. Eşinizi işe dualarla uğurluyor ve muhabbetini sevdiğiniz kişilerle kahve yudumluyor, sonra gündelik telaşlara dalıyorsunuz. Kaygılarınızı, tasalarınızı, arzularınızı umutlarınıza sarıyor ve geleceğe dair hayaller kuruyorsunuz. Evinize, arabanıza, komşuluk ilişkilerinize itana gösteriyor, sofranızı en güzel yemeklerle donatmaktan zevk alıyorsunuz. Bir telaş içerisinde geçiyor hayatınız, değil mi? Günler su gibi akıp gidiyor. En sevdiğiniz baş örtüsünü en sevdiğiniz çantanızla kombin yapıyorsunuz. En sevdiğiniz futbol takımının formasını alıyor, maçlarını kaçırmıyorsunuz. Ne güzel, sizin adınıza ben bundan mutlu oldum. Umarım bunca nimetin şükrünü eda edebilirsiniz. Ve umarım bu alı

Yaşamak Umurumdadır

Derdimiz Yaşamaksa Şu An Ne Hâldeyiz? Ne hâldeyiz derken bahsedeceğim şey, siyasi anlamda bir çıkmazın ve aldatmanın içinde olmamız veya “Kime inanalım?” sorusunun cevabını aramak değil. Ekonominin ne kadar kötü olduğunu ve değerini yitiren tek şeyin para olmadığını da yazmayacağım. Ülkemizin tarihi geçmişinden ve jeopolitik öneminden de bahsetmeyeceğim. Geldiğimiz ve gideceğimiz yeri sizler de benim gibi biliyorsunuz eminim. Toplumsal bir çürümenin, yozlaşmanın içinde yitirdiğimiz en önemli şeyden bahsetmek istedim sizlere... Evet ne haldeyiz derken birbirimizle olan sıcak, samimi, gösterişten uzak, birbirimizi yargılamadığımız muhabbetlerden ve bizi biz yapan değerlerden söz etmek istedim. “Yok artık öyle dostlar.” Ya da “Nerede o eski bayramlar” der gibi “Nerede o eski samimiyet?” cümleleri geliyor sizin de aklınıza değil mi? İnanan kimseler olarak kainattaki bütün olumsuz dayatmalara, ben merkezli psikolojik öğretilere rağmen, esas vasıflarla donatılmış, özünü, maya