BAYRAMLAR VE SILA-İ RAHİM
Bayramlar, sadece takvimde belirlenen millî ve dinî özel günler olarak değerlendirilmemeli.
Bayramlar; kalplerin birbirine daha çok yaklaştığı, dargınlıkların son bulduğu, çocukların tebessüm ettiği, büyüklerin gözlerinin dolduğu bereketli zamanlardır. Hele ki dini Bayramlarımız... Hem ibadetin, hem itaatin, hem de paylaşmanın zirvesidir.
Bayramlarda unutmamamız gereken bir emir, bir vazife, bir güzellik, bir şifa kaynağıdır. Bayramların bir de ruhu vardır: Sıla-i rahim.
Bu, çokça duyduğumuz ama son zamanlarda derinliğini kaybettiğimiz bir kavram oldu maalesef. Sıla-i rahim; akrabaları gözetmek, onlara iyilikle muamele etmek, ziyaretlerde bulunmak, dertleriyle dertlenmek, sevinçlerini paylaşmak ve en önemlisi bağları koparmamaktır. Bu, bizi yaratan ve bizi bizden iyi bilen Rabbimizin emridir:
“Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder; çirkin işleri, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl Suresi, 90. Ayet)
Modern hayatta zamanın haz ve hız üzerine yaşanması, fıtratımızı bozuyor ve bizi yalnızlaştırıyor. Aynı şehirde yaşayıp yıllardır görmediğimiz teyzelerimiz, kuzenlerimiz, dayılarımız oluyor. Hâlbuki Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Sıla-i rahim yapan kimsenin ömrü uzar, rızkı artar.” (Buhârî)
Bayramlar, işte bu bağı yeniden kurmak için bir fırsattır bizlere...
Tatiller sadece deniz, kum, güneşten ibret değil; çocukluğumuzun geçtiği evleri tekrar görmek, annemizin büyüdüğü sokaklarda yürümek, yaşlı bir akrabanın elini öpmek ve duasını almak içindir aslında. Çünkü sıla-i rahim sadece bir görev değil, aynı zamanda ruhumuzu besleyen bir ihtiyaçtır.
Unutmayalım; bugün gözetmediğimiz bir bağ, yarının kopmuş köprüsü olabilir. Kalplerin pasını silmek; samimi bir tebessüm, içten bir hediye, küçük bir ziyaretle mümkündür. Bu güzelliği küçük halkalardan –anne, baba, kardeşler– başlayarak büyütebiliriz. Öyle bir büyütmek ki, komşularımızı ve hatta tüm mümin kardeşlerimizi içine alsın.
Çünkü bayram, sadece kan bağı olanları değil; ümmet bağıyla birbirimize bağlı olduğumuz kardeşlerimizi de hatırlatır bize. Hatırlatmalıdır da...
Bugün biz sofralar kurup misafir ağırlarken, konumuz Gazze’de enkaz altında kalan çocuklar olmalı. “Ne yapabiliriz?” diye istişare hâlinde olmalıyız. Doğu Türkistan’da nice Müslüman kardeşimiz sessiz çığlıklarla zulme direnirken, dualarımıza onları da almalıyız. Suriye’de, Irak’ta, İran’da nice yürek yuvasız, nice göz yaşlı, nice çocuk öksüz ve yetim.
Ümmetin bu hali bizi birbirimize daha duyarlı ve daha yakın kılmalı.
Kullandığımız sosyal medyadan, alışveriş yaparken ki hassasiyetimize kadar her şey; bizim birbirimizi toparladığımız, asıl birlikteliğin ümmet bilinciyle sağlandığını hatırladığımız bayramlar olmalı.
Sıla-i rahim demek, sadece kendi akrabamızı değil; ümmetin dulunu da, yetimini de kardeş bilmek ve hatırlamak demektir.
Bayramlarda telefonlarımızdan çok, kalbimiz ellerimizde olsun.
Önce annemizi, babamızı; sonra da unuttuğumuz ama hâlâ bizden bir selam bekleyen akrabalarımızı arayalım. Ve dualarımızda sınır komşularımızı, kardeş halkları ve zulüm altındaki mazlumları unutmayalım.
Belki de bayramların en büyük kurbanı; bencilliğimizi kesip ümmetin derdiyle dertlenmekle olur.
Belki tatil planları için ayırdığımız parayı, ihtiyaç sahiplerine ulaştırmakla olur.
Belki bu bayram gördüğümüz, göreceğimiz son bayram olur. Ona göre davranmalı ve yaşamalıyız.
Bayramı bayram yapan insandır.
İnsanı insan yapan ise şuurdur.
Merhum Erbakan Hocamızın şu üç çivisini her muhabbette; önce kendi benliğimize, sonra da muhatabımız olan kardeşlerimizin zihnine çakalım:
Bir: İslamsız saadet olmaz.
İki: Şuursuz Müslüman olmaz.
Üç: Cihadsız İslam olmaz. — Prof. Dr. Necmettin Erbakan
Geçmiş bayramınız mübarek olsun.
Ve daima bir bayram coşkusu olsun yüreğimizde...
Gönlümüz ferah, yollarımız sıla-i rahim ve kardeşlik bilinciyle dolsun.
Selam olsun...
Ayşegül Duran
Kalemine sağlık abla çok severek okudum. Daim olsun muhabbetini yazıya dökme şeklin.🌹
YanıtlaSilBir: İslamsız saadet olmaz.
YanıtlaSilİki: Şuursuz Müslüman olmaz.
Üç: Cihadsız İslam olmaz.
— Prof. Dr. Necmettin Erbakan
Bu çok güzel olmuş 👏
Bayramlarda unutmamamız gereken bir emir, bir vazife, bir güzellik, bir şifa kaynağıdır. Bayramların bir de ruhu vardır: Sıla-i rahim.
YanıtlaSilBu, çokça duyduğumuz ama son zamanlarda derinliğini kaybettiğimiz bir kavram oldu maalesef.
Kesinlikle öyle 😔
Ve Aleyküm selam efendim Allah razı olsun
YanıtlaSil