Ana içeriğe atla

Bayram O Bayram Ola

“Cân bula cânânını
Bayrâm o bayrâm ola
Kul bula sultânını
Bayrâm o bayrâm ola”
(Alvarlı Efe)
Ah o eski bayramlar diye negatif bakmayı bırakıp, bir de bayram o bayram ola diye bakalım mı bayram telaşımıza, ne dersiniz?
Ramazan ayının son günlerini yaşadığımız şuan da ibadetlerimizle, dualarımızla geçirdiğimiz güzel günlere bir de bin aydan daha hayırlı bir gece olan Kadir Gecesi’ni ekleyeceğiz inşallah. Sonrasında on bir ayın sultanı biterken bir yandan da bayram telaşına başlayacağız.
Başlamalıyız da, bilmeli çocuklarımız bayramın ne demek olduğunu, bu güzel telaşın sebebini. Özgürce ibadet etmenin, bayram kutlamanın, ailemizle ve sevdiklerimizle kucaklaşmanın ne kadar değerli olduğunu kaybetmeden bilmeli... Çocuklarımıza bu bilinci yerleştirdiğimiz zaman ellerinden telefonları, tabletleri bırakıp, kendi iç dünyalarından çıkıp bizim dünyamıza karışacaklardır. O vakit bayram önce yüreklerine gelecek, sonra muhabbetlerine.
Ve sonra süsleyeceğiz kapımızı, penceremizi bayram sevinciyle. Her şeyin yenisinin güzel olmadığını eski dostlarla kucaklaşarak öğreteceğiz. Dünyalık telaşları bir yana koysak ta, Gazze’de yapılan dehşeti, soykırımı yüreğimizde diri tutacağız, acılarını paylaşacağız. Paylaştıkça acıların azalacağını ve mutlulukların çoğaldığını öğreteceğiz. Yapılan bu zulümleri hatırlayıp hatırlatacağız. Hiç bir şey yapamıyorsak aklımızda ve dualarımızda tutacağız kardeşlerimizi. İslam ülkeleri böyle akıl tutulması yaşarken, Müslüman kardeşlerimiz bu durumdayken gezelim, tozalım demeye utanıveriyor insan. Acımızı acı olarak, mutluluğumuzu mutlu olarak yasayalım. Yüceltelim değerlerimizi, bayramlarımıza milletçe ve tüm İslam alemi olarak sıkı sıkı sarılalım.
Olması gerektiği gibi esaslı bir duruşla başlayalım bu bayrama. Elbette çocuklarımıza bayramlıklar alalım ama her birine bir hatırlatıcı koyalım. Filistin bayraklı tokalar mesela. Veya bileklikler, anahtarlıklar, kefiyeler atalım omuzlarımıza. Yüreğimizdeki o acıya, dilimizdeki duaya ve gözlerimizdeki hüzne rağmen tebessümü yüzümüzden eksik etmeyelim. Boykot etmeye bayram alışverişinde de devam edelim.
Emperyalistlerin ve kapitalistlerin, “Harca harca, mutlu ol!” sloganlarını kapayalım kulaklarımızı ve, “Yiyin için ama israf etmeyin” ayetine sımsıkı sarılalım. “Komşusu açken kendi tok yatan bizden değildir” hadisi kaçırsın uykularımızı.
Küçük sebeplerin büyük mutluluklarını yaşayalım ve yaşatalım bu bayram.
Bayram demek tatil demek kavramını silelim tüm tatil reklamlarına rağmen. Olmayan paramızla üç gün yapacağımız tatili bir yıl boyunca ödeme fikrini aklımıza düşüren "O tatile gidilecek " sloganına inat gitmeyelim. En pahalı yerine en güzeline, en kaliteli yerine en temizine, illa marka olacaksa da yerlisine bakalım.
Bu bayram başka bir uyanış olsun. Sılayı rahime niyet edelim mesela. Ertelediğimiz akrabalarımızı ziyaret edelim. Dünyadaki vaktini doldurmuş sevdiklerimizi kabirlerinde ziyaret edelim. Ağzımızın tadını kaçıracak olan ölümü ve Gazze’yi hiç aklımızdan çıkarmayalım.
Bu bayram ellerimize kına yapalım ya da yapmayalım önemli değil ama yüreğimizle tüm müslümanlara yapılan zulümleri kınayalım. Bayram sohbetimiz Filistin olsun, Doğu Türkistan’daki zulüm olsun. Arakan, Suriye, Irak’taki kardeşlerimiz olsun. Ümmetin hali olsun. Kan emici Siyonistlerin el attığı coğrafyalar olsun. Biz bu bilinçte olalım, olmayan yitik kardeşlerimiz içinde dua edelim. Ne diyordu efendimiz, “ Sizden biri kendisi için istediği şeyi kardeşi için de istemedikçe gerçek manada iman etmiş olamaz.” O zaman imanımızı tazeleyelim. “Ey iman edenler, iman edin” diyen rabbimize samimiyetle iman ettik diyelim bu bayram. Bu bayram önce içimize, niyetimize, davranışlarımıza, bakışımıza, sonra evimize, sokağımıza, mahallemize ve şehrimize gelsin. Bu bayrama birbirimizi severek ve aramızda selamı yayarak başlayalım.
Yüreğimizde hüzünle, dilimizde duayla, yüzümüzde tebessümle selam verelim. Önce en yakın komşumuza, akrabaya sonra zulüm altındaki tüm kardeşlerimize.
Bilelim ki Allah nurunu tamamlayacak. Bize düşen bu şerefe layık safta olmak.

"Dildeki Rahmân ola
Derdlere dermân ola
Âzâde fermân ola
Bayrâm o bayrâm ola"
(Alvarlı Efe)

Bayram o bayram ola diyeceğimiz güzel bayramlar yaşayalım ve yaşatalım inşallah. Umut edelim belki bir gün Mescid-i Aksa da kılarız bayram namazımızı. Mümkün mü?
Rabbim dilerse ve biz üzerimize düşeni yaparsak tabiiki mümkün.

Ayşegül Duran




Yorumlar

  1. Umut edelim belki bir gün Mescid-i Aksa da kılarız bayram namazımızı. Mümkün mü?

    İnşallah 🌹

    YanıtlaSil
  2. Boykot etmeye bayram alışverişinde de devam edelim.
    Emperyalistlerin ve kapitalistlerin, “Harca harca, mutlu ol!” sloganlarını kapayalım kulaklarımızı ve, “Yiyin için ama israf etmeyin” ayetine sımsıkı sarılalım. “Komşusu açken kendi tok yatan bizden değildir” hadisi kaçırsın uykularımızı.
    Küçük sebeplerin büyük mutluluklarını yaşayalım ve yaşatalım bu bayram.
    👏👏👏

    YanıtlaSil
  3. Geçmiş bayramınızı kutluyorum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

21.yüzyıl ve İmtihan

Müslümanlar olarak içinde bulunduğumuz bu imtihan sadece bu asrın meselesi değildir. Bu, hayrın ve şerrin, iyiyle kötünün mücadelesidir. Bu hak ve batılın çatışmasıdır. Müslüman, içinde yaşadığı dünyanın perişan ve derbeder halinin farkında olmalı ve bu durumun yol açtığı çıkmazların çözüm yollarını aramalı.  Bunun hak ve batıl savaşı olduğunu unutmamalı.  21. yüzyılda gücü elinde bulunduran emperyalizmin dünya üzerindeki haksızlıkları, ahlâksızlıkları, gaddarlıkları, zalimlikleri ve Müslümanların üzerindeki hesapları gözler önünde... Her devrin olduğu gibi bizim içinde bulunduğumuz bu devrin de imtihanı zor. Sınırda kılıçla kalkanla eşit şartlarda cenk etmek mi zor, sınırlar ötesinden bir düğme ile bir insanlığın yok olduğunu görmek mi? Hatta gözle görülmeyen bir mikroorganizmanın insanları yıllarca evinde hapsetmesi mi?  Öyle bir çağda, öyle imtihanlardan geçiyoruz ki... Karşı koymak için önce düşmanı tanımak gerekiyor. Tanımadan onunla savaşmak imkânsız. Ayette “Şu bana

Yaptığın Bir Şey Olsun!

Yaptığın bir şey olsun! Yaptığın bir şey... Adil olmak gibi… Haksızlık karşısında çelikten zırh, güçsüzün yanında sağlam bir kale, haklının yanında huzur veren bir dem ol mesela... Söylenmiş bütün sözlere inat, iyilik edersen iyilik bulursun. Bulamam sanma! Halik bilir ve bildirir. Bu balık suretinde olmasa da. Yaptığın bir şey olsun! Tevazu kanatlarını sermek gibi… Sadece annene, babana, evladına değil, tüm insanlara. Sen kanaati gözetip, mütevazı ol ki nefsinin başı yere eğilsin. “Ahmak çabalar iş olacağına varır” diyenler olsa da, iyilik adına bütün çabalamalar kalem kalem yazılıyor bil. Ve hepsi veresiye alınıyor, en az on katı ile ödenmek üzere. Yaptığın bir şey olsun! Doğru söylemek gibi... Doğru duymak, doğru görmek, doğru yaşamak hatta yaşatmak gibi. Dokuz köyden değil, bütün köylerden kovulmak pahasına! Varsın adına doğrucu Davut desinler! Yalan batağına düşmektense köysüz, kentsiz kal. Dilini eğip bükmektense, kolun kanadın kırılsın, yalan rüzgarlarında uçmak y

Filistin'den Mektup

Farklı coğrafyaların, farklı iklimlerin ve kültürlerin insanlarıyız. Sizin yüzünüzü okşayan rüzgar, esintisini dağların serinliğinden alıyor belki... Her sabah perdenizi büyük bir umutla aralıyor, güneşin sıcaklığını yüzünüzde hissediyorsunuz. Çocuklarınızı şefkatle öperek uyandırıyor. Eşinizi işe dualarla uğurluyor ve muhabbetini sevdiğiniz kişilerle kahve yudumluyor, sonra gündelik telaşlara dalıyorsunuz. Kaygılarınızı, tasalarınızı, arzularınızı umutlarınıza sarıyor ve geleceğe dair hayaller kuruyorsunuz. Evinize, arabanıza, komşuluk ilişkilerinize itana gösteriyor, sofranızı en güzel yemeklerle donatmaktan zevk alıyorsunuz. Bir telaş içerisinde geçiyor hayatınız, değil mi? Günler su gibi akıp gidiyor. En sevdiğiniz baş örtüsünü en sevdiğiniz çantanızla kombin yapıyorsunuz. En sevdiğiniz futbol takımının formasını alıyor, maçlarını kaçırmıyorsunuz. Ne güzel, sizin adınıza ben bundan mutlu oldum. Umarım bunca nimetin şükrünü eda edebilirsiniz. Ve umarım bu alı