Ana içeriğe atla

Başaracağız, Başarmak Zorundayız...

İsrail terör devletinin zulmüne karşı yaşamaya çalışan, özgürlükleri için direnen Filistinli kardeşlerimin acılarına şahit olarak büyüdüm. Ben büyüdükçe zulmün boyutu da benimle birlikte büyüdü. Zulüm büyüdükçe, Filistin toprakları küçüldü. Daima derdim oldu, dört bir yanı zalimlerle çevrilmiş, kendi topraklarında esir, kendi ülkelerinde mahkûm olan Filistinli kardeşlerim ve gözümün nuru Mescid-i Aksa…

Arsız, yüzsüz, zalim İsrail terör devleti bütün aymazlığı ve vicdansızlığı ile zulmünü daha da arttırdı. Öyle ki bunu aleni yapmaya başladı. Değişen çok şeyler oldu Filistin’le birlikte. Birçok Müslüman ülkede de farklı zalimlerin zulümleri başladı. Suriye’deki kardeşlerimiz, Myanmar’daki, Irak’taki, Libya’daki, Doğu Türkistan’daki... zalimin ismi değişti ama mazlumlar hep Müslümanlar olmaya devam etti. Vicdansızlıkları beşikteki bebeğe kadar, hamile kadına kadar, canlı yayında babasının kucağındaki çocuğu öldürmeye kadar devam etti.

Değişmeyen ise kızmak ve kınamak oldu. Gözümüze sokularak yapılan saldırılar bir zaman gündemimiz oldu. Sonrası yine beklemek! Peki ne için? Biraz daha kınamak için mi?

Ben de yıllardır Müslümanlara yapılan bu terör saldırılarının, zulmün, barbarlıkların, vahşetin sadece gözyaşı dökenlerinden, kınayanlarından, protesto edenlerinden oldum!

Kızdığım çaresizlik şimdi benim etrafımı sardı. Ne yapabilirim diye düşünmekten başka bir şey yapamama çaresizliği. Başkaları gibi kör değilim, şükür görüyorum bu zulmü. Bir de bakıp görmeyenler var. Sağır değilim, hamdolsun duyuyorum. Büyük bir soykırım var hem de tüm dünyanın gözü önünde. Bu sayede dünyanın da ırkına, rengine, dinine karşı insan haklarını nasıl savunduğunu görmüş olduk.

Nasıl yazsam anlatamayacağımı bilemiyorum, sadece umut ediyorum ki hissettiklerimi hissediyorsunuz. Psikolojik olarak yenilgiyi bir topluluğa kabul ettirdiğinizde, pes etmeleri an meselesidir. Gazze tek başına bir direniş, tek başına bir kale, bir başkaldırıdır tüm zalimlere. Davasını canına tercih etmedir. İnandığı doğru için direnmedir. Şehadeti tebessümle karşılama yeridir. Bu savaşın kazananı, imanla inancı uğruna şehit olanlardır. Kaybeden ise görmeyen bakar körlerdir. Bunca zulme canım sıkılmasın diye kulak tıkayan sağırlardır.

Bu vahşilik, bu zalimlik sona ermeli. Peki nasıl? Tanklara karşı taşlarla mı? 

Uçaklara karşı parmak sallayarak mı? Yoksa bunca zulme karşı küfrederek mi? Tabii ki hayır! Kılıcın dönemi bitti. Tüfek icat olunca mertlik de unutuldu. Ortada ne bir cephe ne karşı karşıya bir savaş ne de eşit şartlar var. Zalim, gözünü kan bürümüş siyonist askerler karşısında, masum ve bizden yardım bekleyen sivil insanlar var sadece. 
Erbakan Hocamızın söylediği gibi “8 Milyonluk İsrail için 1,5 milyarlık İslâm âlemi ebabil bekliyorsa, o ebabil gelse ilk bizi taşlar…”
Şu an 21. yüzyılda zalimin zulmüne kınayarak ve yumruk sallayarak değil, gücümüzle korku salarak baş edebiliriz. Onların tanklarından daha iyi tanklar yaparak, uçaklarından daha iyi uçaklar yaparak, daha iyi savunma sistemleri kurarak. Her anlamda önde olarak baş edebiliriz. 

Gayemiz dünyaya huzur ve birlik getirmek! Gayret bizden, taktir Allah’tandır. Biz seferden sorumlu olduğumuzun bilincinde olacağız. Vakit, aklımızı başımıza almanın vaktidir. Bizim boşa geçirecek bir dakikamız bile yok. 

Bu imtihan, tek dayanakları Allah ve yüreklerindeki iman olan kardeşlerimiz gibi bizim de imtihanımız oluyor. Önce şu şuursuzluğu, nemelazımcılığı ve sonu gelmeyen fitne ve ayrılıkların sebebini bulmalı ve Müslümanlar olarak birbirimize sımsıkı sarılıp İslam Birliğini hayatımıza uygulamalıyız. 

Şimdi her şey için temiz bir sayfa açmanın ve o sayfayı bir daha kirletmeyecek düzeni kurma zamanı geldi. Bizler kendi güzelliğini ortaya koyacak kadar imana, birikime, kültüre, otokontrole ve terbiyeye sahip Müslümanlarız elhamdülillah. 
Hem kendimiz için hem de zulüm altındaki kardeşlerimiz için. Hiçbir şey bizden yardım bekleyen masumlardan daha önemli olamaz.
Son yüzyıl şahittir ki dünyada adil bir düzen olacaksa bunu temelini Erbakan Hocamız atmıştır. Bizler de Müslümanlar olarak bu yolda devam edeceğiz. Biz; yani ben, yani sen, yani biz.
Bilmeliyiz ki dünyaya herkes görevini yapmaya gelir. Kötü olan kötülüğünü, bozguncu olan bozgunculuğunu, zalim olan ise zalimliğini... Biz eğer onlardan olmadığımızı iddia ediyorsak tavrımız ve duruşumuz bu yönde olmalı, bu alanda çabalamalıyız. Çünkü biz çabalamak zorundayız. Ahmet Yasin gibi, Seyyid Kutub, Şeyh Şamil, Malcolm X, Necmettin Erbakan gibi...
Başaracağız, bunu kalbimizin ta derinliklerinde hissettiğimizde ve Müslümanlar olarak birbirimize kenetlendiğimizde başaracağız.

Başaracağız! 
Çünkü biz bunu başarmak zorundayız!

Ayşegül'den...


Yorumlar

  1. Merhabalar.
    Mâide Suresi'nin 64. ayetinde, "Biz Yahudiler arasına kıyamete kadar kin ve düşmanlık soktuk, onlar ne zaman toparlanmak isterlerse, savaş için hazırlık yaparlarsa biz onları muvafık kılmayız” deniyor. Ama bugün hepimizin bildiği gibi, bir avuç Yahudi (ister başkası tarafından desteklensin ister desteklenmesin, fark etmiyor), Müslümanlara kan kusturuyor. Hani az
    önceki ayetlere göre güya Allah'ın onlaraa fırsat vermemesi gerekiyordu. Ama Yahudiler ne zaman savaş çıkarsalar, hiç kimse onlara engel olamıyor ve Filistinli Müslümanlara kan kusturmaya devam ediyorlar. İşte ben bir türlü burayı çözemiyorum.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne zaman kuranın olmamızı istediği Samimi Müslüman oluruz ve bu yolda çalışırız ozaman biz kazanacağız.

      Sil
    2. Allahü Tealaya Hamdü senadan ve Rasülina ve dahi aline ve ashabına selatü selamdan sonra malum ola ki; Alemlerin rabbi olan Allah birdir, rahman ve rahimdir.

      Cenab-ı Peygamber'in vefatından (632) sonra dört halife devri başlar; son halife Hz. Ali'nin Ümeyyeoğulları tarafından devrilmesiyle birlikte Emevîler, ardından Abbasiler devri gelir. Özellikle Hz. Ali'nin devrilmesiyle birlikte başlayan hilafet ve imamet sorunlarıyla birlikte İslam dinindeki birlik ve beraberlik yara alır ve bir daha düzelmez.

      Kısacası, Cenab-ı Peygamber'in vefatıyla birlikte on dört asırdır Kur'an'ın olmamızı istediği samimi Müslüman olamadığımız gibi, bu yolda da yine samimi çalışmalar yapılmamıştır. Demem o ki, hele bundan sonra da benim hiç umudum yoktur.

      Allah'ü Teala çalışanın, üretenin yanındadır. Çünkü Allah'ın kanunu böyledir. Kim Allah'ın kanununa uyarsa, onlar için korku olmadığı gibi, bu işten kazançlı çıkacak olanlar da onlardır.

      Selam ve saygılarımla birlikte Allah'a emanet olun.

      Sil
    3. Müslüman umutsuz olmaz. Umudumuz baki ve inanıyorum ki İslam tüm dünyaya hakim olacak ve huzur getirecek. Bizi ilgilendiren bizim nerede olup neye hizmet ettiğimiz. Rabbim razı olacağı hal üzere eylesin. Selam ve dua ile ...

      Sil
  2. Erbakan ne doğru söylemiş. Biz gelişmedikçe, ekonomik olarak bağımsız olmadıkça, Müslümanlar birleşmedikçe sorunlar çözülmez. Herkes amerika yalakası olmuş sağlam bir duruş bile sergileyemiyor. israil'i bu kadar şımartın da onlar zaten. Zamanında Arap devletleri savaşmıştı israile karşı ama abdnin desteği yüzünden bir sonuç elde edemediler. Günümüzde hâlâ her şeye burnunu sokan, her yerde terörü hortlatan abd. Önce buna karşı işbirliğine gidilmeli.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet önce bizim birlik ve beraberlik içinde olmamız gerek. İslam Birliği ile... teşekkür ederim katkılarınız için 🌺

      Sil
  3. Başaracağız!
    Çünkü biz bunu başarmak zorundayız! 👏👏👏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buna tüm kalbimle inanıyorum. Teşekkür ederim.

      Sil
  4. Çok güzel bir anlatım. Kaleminiz kavi olsun kardeşim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Dua eder dua beklerim. Muhabbetle...

      Sil
  5. Biz eğer onlardan olmadığımızı iddia ediyorsak tavrımız ve duruşumuz bu yönde olmalı, bu alanda çabalamalıyız. Çünkü biz çabalamak zorundayız. Ahmet Yasin gibi, Seyyid Kutub, Şeyh Şamil, Malcolm X, Necmettin Erbakan gibi...
    Başaracağız, bunu kalbimizin ta derinliklerinde hissettiğimizde ve Müslümanlar olarak birbirimize kenetlendiğimizde başaracağız.

    Başaracağız!
    Çünkü biz bunu başarmak zorundayız!okadar güzel bir anlatım ki, anlamamak mümkün değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anladıysak üzerimize düşen vazifeyi yerine getirelim inşallah 👍

      Sil
  6. Bilmeliyiz ki dünyaya herkes görevini yapmaya gelir. Kötü olan kötülüğünü, bozguncu olan bozgunculuğunu, zalim olan ise zalimliğini...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Adsız.
      Yorumunuzda kötülere, bozgunculara ve zalimlere yer vermişsiniz, ama iyi olanlara değinmemişsiniz. Yorumunuzdan şöyle bir kanaat ortaya çıkyor: Demek ki, bu dünyaya iyiliğini yapmaya gelen iyiler yok! Oysa tüm alemler yaratıldığında; iyiliğiin de kötülüğün de yaratıldığından bahsedilir.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
    2. İlk insan olan hz. Ademden buyana bu bir var olma çabası. Hak ve batıl arasında. Bize düşen safımızı belirlemek ve elimden geleni sağlam bir niyetle yapmak. Selam olsun.

      Sil
  7. Merhabalar.
    İsrail biraz ara verdi ve şimdi Gazze'yi vurmaya yeniden başladı. İsrail'e kim, dur diyebiliyor? Dur diyen çok ama, dinleyen kim? O dur diyen sesler de aslında gelin giden kız gibi "sen bakma benim dur dediğime, sen kıyıma devam et" diyor aslında. Müslüman olmayan hiçbir ülke Müslüman bir ülkenin elinden tutmaz. Müslümanları beynelmilel bir terörrist ilan ettiler. Müslümanları karalamak için İŞİD'i kim icat etti?

    Bunlar hep küresel kraliyetçiler takımının Müslüman ve gelişmekte olan üçüncü dünya ülkeleri üzerinde oynanan oyunlardır. Bu oyunların sonu hiç gelmeyecek! Müslüman kanı akmaya devam edecek! Ancak dışa bağımlı olmayan üreten güçlü ülkelere diş geçiremezler. O halde bizde dışa bağımlılıktan kurtulabilmek için, çalışan ve üreten ülkeler olmak zorundayız. Aksi halde, bu zalimlerin zulmünden sittinsene kurtulamayız.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rabbim şuur ve idrak versin İslam alemine . Dua ile...

      Sil
  8. Filistin davası ülkedeki siyasal islamcılardan kurtarılmadan Kudüs'ü fethetmek mümkün değil. Kendimizi kandırmayalım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rabbim Müslümanlara birlik ve beraberlik nasip etsin. Akıl izan ve şuur versin.

      Sil
  9. O gün gelecek ama biz nerede olacağız asıl mesele bu. Hangi saftasın???

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Razı olacağı safta ve razı olacağı hal üzere oluruz inşallah. Dua eder dua beklerim.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

21.yüzyıl ve İmtihan

Müslümanlar olarak içinde bulunduğumuz bu imtihan sadece bu asrın meselesi değildir. Bu, hayrın ve şerrin, iyiyle kötünün mücadelesidir. Bu hak ve batılın çatışmasıdır. Müslüman, içinde yaşadığı dünyanın perişan ve derbeder halinin farkında olmalı ve bu durumun yol açtığı çıkmazların çözüm yollarını aramalı.  Bunun hak ve batıl savaşı olduğunu unutmamalı.  21. yüzyılda gücü elinde bulunduran emperyalizmin dünya üzerindeki haksızlıkları, ahlâksızlıkları, gaddarlıkları, zalimlikleri ve Müslümanların üzerindeki hesapları gözler önünde... Her devrin olduğu gibi bizim içinde bulunduğumuz bu devrin de imtihanı zor. Sınırda kılıçla kalkanla eşit şartlarda cenk etmek mi zor, sınırlar ötesinden bir düğme ile bir insanlığın yok olduğunu görmek mi? Hatta gözle görülmeyen bir mikroorganizmanın insanları yıllarca evinde hapsetmesi mi?  Öyle bir çağda, öyle imtihanlardan geçiyoruz ki... Karşı koymak için önce düşmanı tanımak gerekiyor. Tanımadan onunla savaşmak imkânsız. Ayette “Şu bana

Yaptığın Bir Şey Olsun!

Yaptığın bir şey olsun! Yaptığın bir şey... Adil olmak gibi… Haksızlık karşısında çelikten zırh, güçsüzün yanında sağlam bir kale, haklının yanında huzur veren bir dem ol mesela... Söylenmiş bütün sözlere inat, iyilik edersen iyilik bulursun. Bulamam sanma! Halik bilir ve bildirir. Bu balık suretinde olmasa da. Yaptığın bir şey olsun! Tevazu kanatlarını sermek gibi… Sadece annene, babana, evladına değil, tüm insanlara. Sen kanaati gözetip, mütevazı ol ki nefsinin başı yere eğilsin. “Ahmak çabalar iş olacağına varır” diyenler olsa da, iyilik adına bütün çabalamalar kalem kalem yazılıyor bil. Ve hepsi veresiye alınıyor, en az on katı ile ödenmek üzere. Yaptığın bir şey olsun! Doğru söylemek gibi... Doğru duymak, doğru görmek, doğru yaşamak hatta yaşatmak gibi. Dokuz köyden değil, bütün köylerden kovulmak pahasına! Varsın adına doğrucu Davut desinler! Yalan batağına düşmektense köysüz, kentsiz kal. Dilini eğip bükmektense, kolun kanadın kırılsın, yalan rüzgarlarında uçmak y

Filistin'den Mektup

Farklı coğrafyaların, farklı iklimlerin ve kültürlerin insanlarıyız. Sizin yüzünüzü okşayan rüzgar, esintisini dağların serinliğinden alıyor belki... Her sabah perdenizi büyük bir umutla aralıyor, güneşin sıcaklığını yüzünüzde hissediyorsunuz. Çocuklarınızı şefkatle öperek uyandırıyor. Eşinizi işe dualarla uğurluyor ve muhabbetini sevdiğiniz kişilerle kahve yudumluyor, sonra gündelik telaşlara dalıyorsunuz. Kaygılarınızı, tasalarınızı, arzularınızı umutlarınıza sarıyor ve geleceğe dair hayaller kuruyorsunuz. Evinize, arabanıza, komşuluk ilişkilerinize itana gösteriyor, sofranızı en güzel yemeklerle donatmaktan zevk alıyorsunuz. Bir telaş içerisinde geçiyor hayatınız, değil mi? Günler su gibi akıp gidiyor. En sevdiğiniz baş örtüsünü en sevdiğiniz çantanızla kombin yapıyorsunuz. En sevdiğiniz futbol takımının formasını alıyor, maçlarını kaçırmıyorsunuz. Ne güzel, sizin adınıza ben bundan mutlu oldum. Umarım bunca nimetin şükrünü eda edebilirsiniz. Ve umarım bu alı