Ana içeriğe atla

İnsana ve İslam'a Dair


“Bu asrın felaketi şudur; insanların kalpleri var; ancak kalpleriyle, kimi seveceklerini bilmemektedirler.”

Muhammed İkbal

Sevgisizlikten, sevememekten başlıyor bütün sorunlar. Seven hoş görür, seven hoş bulur. 

“Sevmek zorunda değilsin ama saygı duymak zorundasın” diye bir söz dolanıyor son zamanlarda insanlar arasında.  İlk duyduğumda doğru gibi geldi ama biraz düşündüğümde insan sevmediğine saygı duyar mı, duyabilir mi? Bana göre “sevmiyorum ama saygı duyuyorum” demek, nefreti saklamanın en kolay yolu. Sevmek, saymak, hoş görmek, affetmek, kızmak, küsmek, kırılmak bunlar irade ile isteyerek yapılacak davranışlar. 

Kişi sevmediğine saygı duymaz diye düşünüyorum. Kimse sevmediğini umursamaz, en fazla “mış” gibi yapar! Seviyormuş, önemsiyormuş, ...O da bir zaman sonra eğreti durur... 

Kimi? Nasıl? Ne için seveceğini bilmek asıl mesele...

Sevmekte mecbursun! Müslüman olarak Müslüman kardeşlerini sevmekte mecbursun. 

Sözüm ona bazı kişisel gelişim uzmanlarının, ben merkezli, insan fıtratına aykırı fikirlerinin çıkış sebebi; Kuran’dan uzak kalmış olmaktan kaynaklanıyor. 

Hakiki İslam’ı bilen insan zandan ve sû-i zamdan kaçınır.  Hüsn-i zan üzere olur.

Yorulur, dağılır,  üzülür,  hüzünlenir… Gerçek hissedilen duygular zıddıyla mukabildir. 

Kırıklarımızın olduğu doğrudur, canımızın yandığı, kırgınlıklarımızın olduğu. Bu da yaşama ve insana dairdir. Bazı insanların enaniyeti yüksek, rüzgârları sert olur, bir çırpıda söyleyiverir, seni en çok kıracak sözü...

Aslında kırılmanın gerçek sebebi duyduklarından ziyada söyleyen kişinin, kendisine yüklediğin değer, senin ona atfettiğin önemdir. Onun için en ustaca seçilecek kelimeleri bilir, bulur, hiç düşünmeden söyleyiverir. Çünkü seni senden çok daha iyi tanır, kalbinden kalbine yol vardır. 

Kırık kalplerin hikâyesi kısa olur. Ne oldu derler “hiç” dersin, biter... İçin paramparçadır, kendi can kırıklarını kendin toplarsın... Toplarken canın yanar ama bazen muhatabına bunu bile yansıtmazsın. Belki sebebi kırmamaktır. Kırıldığın yerden,  belki de o toplarken canı yanmasın istediğinden. Bu da affetmenin güzelliğidir bilirsin. Kavganın kazananı yoktur, kırılan ya da daha çok kırılanı vardır. Seviyorsan, sabırla sarar, o kırık olan yerini korur, kollarsın. İsteyerek o kırıklara umut tohumları atarsın. Gönül umduğuna kırılır, demek ki gönlümüzün umduğu, umutlandığı güzellikler var diye şükredersin. Diyor ya Celaleddin Rumî “Üzülme ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir.” 

Kırılmak da, darılmak da, bazen dağılmak da sevdaya dair… Sevmek vazgeçmemektir. Vazgeçtiğiniz hiç bir şey sizi üzmez, sizin değildir, ‘sızı’nız da değildir. Üzüldüğünüz ve üzerine düşündüğünüz şey vazgeçemediğiniz değerlerdir.

Kim demiş güzel olan her şey sadece tatlı olur, bazı acıların tadı yaşadığının göstergesidir.

Hayat, acısıyla tatlısıyla ayrı güzeldir. Sancı doğacak güzelliklerin habercisidir, yeter ki niyetler halis olsun. Gönlü geniş insanlar toparlar, toparlanır verecek ne sevgileri biter, ne bölüşecek muhabbetleri, ne de duaları...

Bu dünyadaki amaçları niyetleri Allah rızasıdır. Hucurat süresinin 10. ayetinde “Mü’minler ancak kardeştirler.” şeklinde açıklarken Rabbimiz, onlar ayetin vücut bulmuş halidir.

Kucaklarlar kardeşlerini. Kardeşlik hukuku konusunda da Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v), “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de (kamil manada) iman etmiş olmazsınız.”  buyuruyor. Birbirimizi sevmek zorundayız. Yaratılanı yaratandan dolayı sevmek zorundayız.

Saralım kırıklarımızı, niyetlerimizi yeniden alalım. Sevmeye Allah rızası için yeniden başlayalım,  Nefsani sevgiler yüreğe yük olur, unutmayalım!

Ayşegül'den...


Yorumlar

  1. Harika bir yazı 👏🏻

    YanıtlaSil
  2. Benimde sevmediğim ama saygı duyduğum oldu, evet okudukça hak verdim ama yinede değişmiyor fikrim heralde benim o mertebeye ulaşmama daha çok zaman var ..bir kez daha düşünecek olmama sebep olduğun için teşekkürler yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim. Okumanız ve kendinizi yeniden keşfetmeye çalışmanız çok değerli. Selam ve dua ile...

      Sil
  3. Okumaya değer bir yazı 👏👏👏

    YanıtlaSil
  4. “Bu asrın felaketi şudur; insanların kalpleri var; ancak kalpleriyle, kimi seveceklerini bilmemektedirler.” ne güzel bir söz 👍👍👍

    YanıtlaSil
  5. Kıymetli bir yazarımızın sözü. Rabbim razı olacağı şekilde sevmeyi nasip etsin.
    Teşekkür ediyorum. Dua ile...

    YanıtlaSil
  6. Çok güzel bir anlatım tebrik ediyorum hocam.

    YanıtlaSil
  7. Teşekkür ediyorum. Muhabbetle...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne İmtihanlardan Geçtik

Hiç bitmeyecek zannettiğimiz imtihanlardan geçtik ve kim bilir daha ne imtihanlardan geçeceğiz! Çok yorulduğumuz da oldu, çok bunaldığımız da. Uykuya hasret gözlerle sabahladığımız da çok oldu. Kimse kimsenin ne yaşadığını tam anlamıyla bilemez, bilmesin de zaten. Sadece bilmediğini bilerek yaklaşsın. İnsanların yaşamları ve imtihanları hakkında ahkâm kesip niyet okumayı bıraksınlar istiyor insan.  Kalpleriyle bakanlar müstesna ama! Onlar nefesin kesildiğinde görürler, dua koyarlar avuç içine ve sımsıkı sarılırlar. Öyle bir sarılmak ki tüm hüzünlerin parmak uçlarından akıp gittiğini hissedersin. Bir de görmeyenler, bakmayanlar vardır. Bakmazlar, bakmak onların da kalbini yoracaktır çünkü; kolay olanı seçerler ve kendi dünyalarında kendi küçük dertlerini büyütmek için dönüp giderler. Oysa bir tecrübe, yaşanmadan paylaşılarak tecrübe edilebilir. Tecrübe etmek için her şeyi yaşamalı değil. İnsan, insanın hem derdi hem devası... Hiç bitmeyecek zannettiğimiz imtihanlardan ge...

Her Zorlukla Beraber Bir Kolaylık Vardır

 Kişisel gelişimimize kaktı yapan en büyük etkenlerden biri de hayat yolculuğumuzda yaşadığımız zorluklar ve bu zorluklardan aldığımız derslerdir. Zorluklar, bizi düşünmeye, sorgulamaya ve onarıcı çözümler bulmaya teşvik eder. Bir sorunla karşılaştığımızda, bu durum bize dayanıklılık kazandırır ve karakterimizi güçlendirir. Ayrıca zorluklar sayesinde kendi sınırlarımızı keşfederiz. Bu sayede hayal bile edemeyeceğimiz potansiyelimizi ortaya çıkarabiliriz. “Bir derdim var, bin dermana değişmem” sözü, yaşadığımız sıkıntıların, bizim için ne kadar değerli olduğunu ifade eder. Zorluklar, bizi daha güçlü kılar ve hayatta kalma içgüdümüzü etkiler. Sıkıntılar karşısında baş edebilme becerimizi güçlendirir. Zıddı olan rahatlık ise, çoğu zaman insanı tembelleştirir ve onun kişisel gelişimini engeller. Zorluklarla yüzleşmek, gelişimimizin temel yapı taşlarından biridir. Her bir mücadele, bize yeni dersler öğretir ve sınırlarımızı zorlamamıza vesile olur. Hayat boyunca karşımıza çı...

Yaptığın Bir Şey Olsun!

Yaptığın bir şey olsun! Yaptığın bir şey... Adil olmak gibi… Haksızlık karşısında çelikten zırh, güçsüzün yanında sağlam bir kale, haklının yanında huzur veren bir dem ol mesela... Söylenmiş bütün sözlere inat, iyilik edersen iyilik bulursun. Bulamam sanma! Halik bilir ve bildirir. Bu balık suretinde olmasa da. Yaptığın bir şey olsun! Tevazu kanatlarını sermek gibi… Sadece annene, babana, evladına değil, tüm insanlara. Sen kanaati gözetip, mütevazı ol ki nefsinin başı yere eğilsin. “Ahmak çabalar iş olacağına varır” diyenler olsa da, iyilik adına bütün çabalamalar kalem kalem yazılıyor bil. Ve hepsi veresiye alınıyor, en az on katı ile ödenmek üzere. Yaptığın bir şey olsun! Doğru söylemek gibi... Doğru duymak, doğru görmek, doğru yaşamak hatta yaşatmak gibi. Dokuz köyden değil, bütün köylerden kovulmak pahasına! Varsın adına doğrucu Davut desinler! Yalan batağına düşmektense köysüz, kentsiz kal. Dilini eğip bükmektense, kolun kanadın kırılsın, yalan rüzgarlarında uçmak y...