Ana içeriğe atla

Bir varmışın, bir yokmuşu...

Ömrünün bazı geceleri, geçmek bilmeyen uzun saatlerin, olmayacak sabahları gibidir...

Çaresizliğini iliklerine kadar hissettiğinde, vazgeçmek isteyip geçemediğinde, nefesinin kesildiginde ve düşünemez hale geldiğinde...
Ah o uzun gecelerin ,olmaz zannettiğin  sabahları...

Kırılmış ve solmuş yapraklarına inat, dalından kopamayan yaprak misali...
Son direnişini  yaşadığın zamanlar.

Sonrasındaki geçmişlik, sonbaharın rüzgarına teslim olmuşluk..
Nereye gideceğini bilememe hali.
Gitme isteği ağır bastığı halde, gidememe çaresizliği.
Çoğalmak yerine, tükenme endişesi.
Bilmediğin yollarda el yordamıyla yol alma telaşesi...

Dönüm noktaları oldu ve olmaya devam edecek hayatında..
Bir varmış, bir yokmuşun , yokluk evresinde önceki varlık hali...

Bazen elinde kalacak tutunduğun dallar, güvendiğin dağlara karlar yağacak...
Hep bir bahar yaşayacak değil ya yüreğin, güzlerinde olacak, zemherinde... 

Cefaların, cezaların, vedaların olacak vakitsiz.


Sonbahara meyledecek bir yanın.
Yolu yarıladığını anladığında takvim yapraklarını koparmaya elin daha ağır varacak...
Bunlar istesen de, istemesen de yaşayacağın gerçekler.

Yeri dolmayan ayrılıklar çalacak kapını, bilmediğin yerden sınanacaksın, ağlayacaksın..
Kul olduğunu, çaresizliğini anlayacaksın.
Sabretmeyi öğreneceksin acı olan gerçeklere.
Rabbine sığınacaksın.

Dünyandan âzâde olan insanlarla, cennette vuslat bulacağına inancın ayakta tutacak seni.
Gidenlerin yeri dolmayacak ve bazı yokluklar,  yersiz yurtsuz koyacak seni... 

Kabul ederek yaşayacaksın, yaşamak daha bir derinleşecek zamanla...

 Dünya meşakkatlerine bazen kör, bazen sağır, bazen ağır aksak yürüdüğün yolların sonunda, tebessümle bakacaksın.

Savuran rüzgarların bir sebebi olduğunu işte o zaman anlayacaksın...
Yüreğin  yumuşayacak, her acıda ve ayrılıkta  gözlerin  daha çabuk ıslanacak, saklamaktan vazgeçeceksin duygularını, yaşadığın her şey sen olmana yardımcı...


Sonra olanında  ,olmayanın da senin için hayr olduğunu kavrayacaksın.
Yoksun kaldığın muhabbetleri unutmayacaksın  elbette, sızısı ilk gün gibi kalmayacak, bunun da büyük bir nimet olduğunu anlayacaksın.

  Gülmekte olacak,  ağlamakta, mutluluk göz yaşlarıyla.
Yağan karlar doğan güneşle beraber can verecek çatlamış toprağına.
Yeni bir mevsim sunacak sana Rabbin, baharın habercisi olan.
Her kırılan dal yeni filizler çıkaracak...

Yaşananların tesadüf olmadığını ve bu tevafukların kendi hikayenin yazılmasında ki öneminin farkına varacaksın.
Hayatında ki her şey hikayenin bir parçası olacak...

Unutmak istemediğin güzel hatıraları yad edeceksin...
Tekrar ettiğin hatıralar daha da güzelleştirecek hikayeni..

Bu kendi menkıbeni tamamlaman  demek ve anlaman!
Aslında bir yoktan bir vara yol alman...

Ayşegül'den...


Yorumlar

  1. Tebrikler Gülüm, bir yoktan bir Varlığa yolculukta başarılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eline yüreğine sağlık olsun çok güzel yazıyorsun ALLAH gayretinizi artırsın inşallah ALLAH yar ve yardımcınız olsun inşallah

      Sil
  2. O uzun gecelerden sonra insanın içine su serpen güne kavuşturan Rabbimize şükürler olsun. Her zorluğun , her olmaz zannedilenin elbet bir oluru bir yolu vardır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elhamdülillah ki var. Teşekkür ederim yorum için.

      Sil
  3. Bazı yokluklar, yersiz yurtsuz koyacak seni♡

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ozamanda sabr yoldaşımız olacak. Ve cennette kavuşmalar duasi eşlik edecek aminlerimize.

      Sil
  4. Kardeşimi tebrikler ederim,selamlarımla.
    mehmet Aluç

    YanıtlaSil
  5. Kardeşimi tebrikler ederim selamlarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Yoruma iki sene kadar geç cevap verdim affola. Yeni gördüm.

      Sil
  6. Çok güzel, yine yüreğinle yazmışsın, yüreğine sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim can . Yüreksiz yazılır mı bilmem.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

21.yüzyıl ve İmtihan

Müslümanlar olarak içinde bulunduğumuz bu imtihan sadece bu asrın meselesi değildir. Bu, hayrın ve şerrin, iyiyle kötünün mücadelesidir. Bu hak ve batılın çatışmasıdır. Müslüman, içinde yaşadığı dünyanın perişan ve derbeder halinin farkında olmalı ve bu durumun yol açtığı çıkmazların çözüm yollarını aramalı.  Bunun hak ve batıl savaşı olduğunu unutmamalı.  21. yüzyılda gücü elinde bulunduran emperyalizmin dünya üzerindeki haksızlıkları, ahlâksızlıkları, gaddarlıkları, zalimlikleri ve Müslümanların üzerindeki hesapları gözler önünde... Her devrin olduğu gibi bizim içinde bulunduğumuz bu devrin de imtihanı zor. Sınırda kılıçla kalkanla eşit şartlarda cenk etmek mi zor, sınırlar ötesinden bir düğme ile bir insanlığın yok olduğunu görmek mi? Hatta gözle görülmeyen bir mikroorganizmanın insanları yıllarca evinde hapsetmesi mi?  Öyle bir çağda, öyle imtihanlardan geçiyoruz ki... Karşı koymak için önce düşmanı tanımak gerekiyor. Tanımadan onunla savaşmak imkânsız. Ayette “Şu bana

Yaptığın Bir Şey Olsun!

Yaptığın bir şey olsun! Yaptığın bir şey... Adil olmak gibi… Haksızlık karşısında çelikten zırh, güçsüzün yanında sağlam bir kale, haklının yanında huzur veren bir dem ol mesela... Söylenmiş bütün sözlere inat, iyilik edersen iyilik bulursun. Bulamam sanma! Halik bilir ve bildirir. Bu balık suretinde olmasa da. Yaptığın bir şey olsun! Tevazu kanatlarını sermek gibi… Sadece annene, babana, evladına değil, tüm insanlara. Sen kanaati gözetip, mütevazı ol ki nefsinin başı yere eğilsin. “Ahmak çabalar iş olacağına varır” diyenler olsa da, iyilik adına bütün çabalamalar kalem kalem yazılıyor bil. Ve hepsi veresiye alınıyor, en az on katı ile ödenmek üzere. Yaptığın bir şey olsun! Doğru söylemek gibi... Doğru duymak, doğru görmek, doğru yaşamak hatta yaşatmak gibi. Dokuz köyden değil, bütün köylerden kovulmak pahasına! Varsın adına doğrucu Davut desinler! Yalan batağına düşmektense köysüz, kentsiz kal. Dilini eğip bükmektense, kolun kanadın kırılsın, yalan rüzgarlarında uçmak y

Filistin'den Mektup

Farklı coğrafyaların, farklı iklimlerin ve kültürlerin insanlarıyız. Sizin yüzünüzü okşayan rüzgar, esintisini dağların serinliğinden alıyor belki... Her sabah perdenizi büyük bir umutla aralıyor, güneşin sıcaklığını yüzünüzde hissediyorsunuz. Çocuklarınızı şefkatle öperek uyandırıyor. Eşinizi işe dualarla uğurluyor ve muhabbetini sevdiğiniz kişilerle kahve yudumluyor, sonra gündelik telaşlara dalıyorsunuz. Kaygılarınızı, tasalarınızı, arzularınızı umutlarınıza sarıyor ve geleceğe dair hayaller kuruyorsunuz. Evinize, arabanıza, komşuluk ilişkilerinize itana gösteriyor, sofranızı en güzel yemeklerle donatmaktan zevk alıyorsunuz. Bir telaş içerisinde geçiyor hayatınız, değil mi? Günler su gibi akıp gidiyor. En sevdiğiniz baş örtüsünü en sevdiğiniz çantanızla kombin yapıyorsunuz. En sevdiğiniz futbol takımının formasını alıyor, maçlarını kaçırmıyorsunuz. Ne güzel, sizin adınıza ben bundan mutlu oldum. Umarım bunca nimetin şükrünü eda edebilirsiniz. Ve umarım bu alı