Ana içeriğe atla

Ne güzel bir bahçesin sen böyle...

Bir bahçe olduğunu düşün...
Her bahar yeniden tomurcuklanan, filizleri hevesle boy veren.
Kökleri toprağa sımsıkı sarılan ve elvan çeşit çiçekler açan, misk kokular saçan bir bahçe olduğunu düşün...

Bir bahçe olduğunu düşün, sefer tası gibi binaların, taş yığını olmuş duvarların, her geçen gün geliştiğini zannederek genişleyen sokakların, asfaltların, caddelerin ,şehirlerin içinde yaşayanlara can veren...

Hayatın ne olduğunu şehir insanına hatırlatan bir bahçe olduğunu düşün..
Yolu düşenin gözünü alamadığı, bakışların hayranlıkla ayrılmak istemediği, her mevsim bir başka güzellikte olan...

Sonbaharda yazılan şiire, bestelenen şarkılara konu olmuş, güz güllerinin ev sahibesi olan.

Özlemlere, hasretlere, vuslatlara ve ağlayana, mutlu olana, huzur arayana yüreğini açmış bir bahçe...
Kasımda ayrılığına inat bir hediye olduğunu düşün, bir öbek hâlinde açmış kasımpatı, sonbahar yağmurlarını ıslattığı...

Bir yanda solan çiçeklere inat, bir yanda açan, ekinazyaları, hercai menekşelerini açtığını düşün.
Düşün her mevsim umudu üflüyorsun solmuş benizlere...
Öyle gösterişli şaşaalı bir bahçe değil bu, yaşayan ve yaşamaya değer katan bir bahçe...

Çınar yapraklarının aldığı renk cümbüşü ve çay eşliğinde yapılan sohbetleri.

İçinde can suyu kaynayan, susayanların ağızlarını dayayıp, yüreklerini soğuttuğu buz gibi billur suyu olan bir bahçe.
Sen ne güzel bir bahçesin öyle...

Yağmur sende can oluyor, toprak kokusu sarıyor dört bir yanı...
Kar sende bir başka güzelliklere gebe , kardelenler açmak için can atıyor , beyazların  bakanın gönlüne, ferahlık katıyor, her mevsim başka güzel seninle.
Baharın kuş cıvıltıları, kelebeklerin dansı ve yeşili en can alıcı tonu sende buluyor kendini...

Sümbüller ,güller ,laleler, papatyalar aşkla açıyor her bahar, ünlü ressamların çizmek istediği kadar doğal, güzelliklerin.
Kaybolan sende buluyor kendini, anlatmaya kelam mümkün olmuyor.
Gün daha bir güzel doğuyor üzerine, daha bir hüzünlü batıyor, bu karanlık bile güzelliğine güzellik katıyor...

Mutsuz, vazgeçmiş insanlara umut oluyorsun..
Yığılmış binaların arasında bir hazinesin seni bulanlara, yaşamanın her şeyden değerli olduğunu fısıldıyorsun pas tutmuş kulaklara...

Sevmekle başladın her şeyi, sevdikçe çoğalıyor güzellikler senin sayende, Sen bir umutsun yolu düşün yolcuya ,kapına gelen yoksula, senden dua isteyen bir kula...

Vermenin, almaktan daha güzel olduğunu öğrendiğinden beri bahçen böyle güzel...
Cömertliğinin mükafatı oluyor , söylediğin sözler çiçek olarak açıyor yüreklerde.
Sevdikçe güzelleşiyor, güzelleştikçe sevilmeye devam ediyorsun.

Ne güzel bir bahçesin sen böyle...
Seni sevmeyeyim de ne yapayım söyle...

Ayşegül'den...



Yorumlar

  1. Düpedüz okuması sevap 🥰😍
    Yüreğinden öpüyorum
    "Çayyaş"

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim kardeşim.

    Muhabbetle...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

21.yüzyıl ve İmtihan

Müslümanlar olarak içinde bulunduğumuz bu imtihan sadece bu asrın meselesi değildir. Bu, hayrın ve şerrin, iyiyle kötünün mücadelesidir. Bu hak ve batılın çatışmasıdır. Müslüman, içinde yaşadığı dünyanın perişan ve derbeder halinin farkında olmalı ve bu durumun yol açtığı çıkmazların çözüm yollarını aramalı.  Bunun hak ve batıl savaşı olduğunu unutmamalı.  21. yüzyılda gücü elinde bulunduran emperyalizmin dünya üzerindeki haksızlıkları, ahlâksızlıkları, gaddarlıkları, zalimlikleri ve Müslümanların üzerindeki hesapları gözler önünde... Her devrin olduğu gibi bizim içinde bulunduğumuz bu devrin de imtihanı zor. Sınırda kılıçla kalkanla eşit şartlarda cenk etmek mi zor, sınırlar ötesinden bir düğme ile bir insanlığın yok olduğunu görmek mi? Hatta gözle görülmeyen bir mikroorganizmanın insanları yıllarca evinde hapsetmesi mi?  Öyle bir çağda, öyle imtihanlardan geçiyoruz ki... Karşı koymak için önce düşmanı tanımak gerekiyor. Tanımadan onunla savaşmak imkânsız. Ayette “Şu bana

Yaptığın Bir Şey Olsun!

Yaptığın bir şey olsun! Yaptığın bir şey... Adil olmak gibi… Haksızlık karşısında çelikten zırh, güçsüzün yanında sağlam bir kale, haklının yanında huzur veren bir dem ol mesela... Söylenmiş bütün sözlere inat, iyilik edersen iyilik bulursun. Bulamam sanma! Halik bilir ve bildirir. Bu balık suretinde olmasa da. Yaptığın bir şey olsun! Tevazu kanatlarını sermek gibi… Sadece annene, babana, evladına değil, tüm insanlara. Sen kanaati gözetip, mütevazı ol ki nefsinin başı yere eğilsin. “Ahmak çabalar iş olacağına varır” diyenler olsa da, iyilik adına bütün çabalamalar kalem kalem yazılıyor bil. Ve hepsi veresiye alınıyor, en az on katı ile ödenmek üzere. Yaptığın bir şey olsun! Doğru söylemek gibi... Doğru duymak, doğru görmek, doğru yaşamak hatta yaşatmak gibi. Dokuz köyden değil, bütün köylerden kovulmak pahasına! Varsın adına doğrucu Davut desinler! Yalan batağına düşmektense köysüz, kentsiz kal. Dilini eğip bükmektense, kolun kanadın kırılsın, yalan rüzgarlarında uçmak y

Filistin'den Mektup

Farklı coğrafyaların, farklı iklimlerin ve kültürlerin insanlarıyız. Sizin yüzünüzü okşayan rüzgar, esintisini dağların serinliğinden alıyor belki... Her sabah perdenizi büyük bir umutla aralıyor, güneşin sıcaklığını yüzünüzde hissediyorsunuz. Çocuklarınızı şefkatle öperek uyandırıyor. Eşinizi işe dualarla uğurluyor ve muhabbetini sevdiğiniz kişilerle kahve yudumluyor, sonra gündelik telaşlara dalıyorsunuz. Kaygılarınızı, tasalarınızı, arzularınızı umutlarınıza sarıyor ve geleceğe dair hayaller kuruyorsunuz. Evinize, arabanıza, komşuluk ilişkilerinize itana gösteriyor, sofranızı en güzel yemeklerle donatmaktan zevk alıyorsunuz. Bir telaş içerisinde geçiyor hayatınız, değil mi? Günler su gibi akıp gidiyor. En sevdiğiniz baş örtüsünü en sevdiğiniz çantanızla kombin yapıyorsunuz. En sevdiğiniz futbol takımının formasını alıyor, maçlarını kaçırmıyorsunuz. Ne güzel, sizin adınıza ben bundan mutlu oldum. Umarım bunca nimetin şükrünü eda edebilirsiniz. Ve umarım bu alı