Sen bu satırları okuduğunda, ben yazdıklarımı paylaşmanın huzurunu yaşıyor olacağım.
Seninle paylaştığım güzelliklere, birde bu satırları eklemenin huzurunu...
Her sabah güneşin doğuşuna şahit olurken, yaptığım dualar eşlik ediyor seninle birlikte bana !..
İlk kez duyuyor gibi, o huzurla doluyor selalar ve ezanlar kulaklarıma.
Yıllarca duymaya hasret kaldığım bu seslere, sanki seninle kavuşmuşum.
Ah Dostum!.
Doğrusu hiç unutmadım sabah ezanına kadar süren sohbetlerimizi, çayın yanında eşlik eden sözlerini ve seni...
Her yeni güne böyle başlamak ve de , veda edip, gecenin çiğ düşmüş havasını içime çekerken, o sesle yine kendime gelmek , kendimden geçmek öyle güzel ki.
Birbirimizin varlığından haberdar olmadığımız zamanlardan sonra, en güzel hediye idi beklemediğim anda gelmen.
Ve seni sadece can bağı oldugu için değil daha başka bir çok sebepten sevmem.
İşte bu mutluluk yaşayanın hissedeceği bir hal ve çok daha fazlası...
Artık her sabah güneşin sanki senin için, benim için, sanki bizim için doğduğunu hissetmek.
O her sabah farklı bir güzellikle dünyamızı aydınlatan güneşli havanın, içimizde ilahi bir güzelliğe muhatap olmasına şahit olmak.
Doğan güneşle bütün dertlerimizi, hüzünlerimizi ve imkânsızlıklarımızı silip süpürmek...
İçimize taptaze bir umut dolması ve yüreğimizde dua sebebi olması...
Bu sebepten Rabbimize ne kadar şükretsek azdı.
Ah Dostum!
Her sabah benden sana, senden bana kalan güzellikler bunlar.
Aradan geçen bunca zamana rağmen, her sabaha yeni bir umutla ve dua ile başlamak. Ruhumu bütünüyle sana açmak, içimde, kendimden bile sakladığım şeyleri görmeni, bilmeni isteyişim...
Beni ne olur anla ve sev deyişim.
Sende, eksik yanlarımı bulmam ve tamamlanmış olmam bundan.
Ancak biliyorum ki bildiğim bütün kelimeleri kullanarak, en güzel cümleleri kursam yine anlatamam.
Yüzlerce cümlenin anlatamayacağı tek şey var işte tam bu hissettiğin, hissettiğim.
Şu an şairin bu mısraları dökülüyor dilimden ;
Sözler hançer ise hamle gerekmez !
Manâlar derin ise, imlâ gerekmez !
Halimi takrire cümle gerekmez !
Sükûta gark olan dile sor beni...!
Abdürrahim Karakoç
Hissediyorsak, yüzlerce cümleden daha çok şey anlatır bir sükut...
Senle başlayan sabahlar kadar güzel, senle biten geceler...
Ah Dostum!..
Gönderilmeyen mektuplarım var, okunmamış şiirlerim.
Ve daha hiç söylenmemiş sözlerim.
Hasretlerim var vuslatları bekleyen, özlemlerim var yol gözleyen...
Aminlerle buluşmamış dualarım ve umutlarım.
Silinmemiş gözyaşlarım.
Beni ben yapan, sakınıp sakladığım yanlarım, yaralarım var...
Merhametli ellerinle iyileşmeyi bekleyen.
Söylemek sana düşen, dinlemek bana. Okumak sana, yazmak bana.
Sabretmek bize yakışan dostum...
Dünyada sevmekten daha güzel nimet, hem sevip hem de sevilmek...
Sen bakma, dillerden düşen sözlere, en güzel olanı hal dili ile olandır.
Unutma...
Yaptığın ve aldığın DUA kadar varsın.
Ve iyiki varsın.
Ayşegül'den...
"Beni ben yapan sakınıp sakladığım yanlarım var, yaralarım var... Merhametli ellerinle iyileşmeyi bekleyen" Şu cümlenin belâğatına vurulmamak elde değil...
YanıtlaSilKaleminize sağlık, çok güzel
YanıtlaSilTeşekkür ederim ⚘⚘⚘
SilEline yüreğine sağlık olsun çok güzel yazıyorsun ALLAH sizden razı olsun ALLAH gayretinizi artırsın inşallah
YanıtlaSilTeşekkür ederim...
SilBunu yazmak için yaşamak şart
YanıtlaSilnasıl bir kalem nasıl bir kelam ayşegül hanım kalemıne sağlık
Teşekkür ederim...
SilYeniden okudum,yeniden çok beğendim,şiir gibi cümleler..
YanıtlaSilTeşekkür ederim ⚘
Sil