Ana içeriğe atla

Orda Bir Köy Var Uzakta


Dilimde çocukluğuma dair bir türküyle  uyandım bu sabah. 

Bu sabah bu türküyü söylerken hissettiklerimi bir sayfaya aktarıp yollamak istedim pulsuz zarfla. 

Sen de bilirsin pulsuz zarfın elden ele ulaştırılan mektuplar olduğunu.

“Orda bir köy var, uzakta

O köy bizim köyümüzdür.

Gezmesek de, tozmasak da

O köy bizim köyümüzdür.”

Herhalde bu türküyü bilmeyen yoktur.

O uzaktaki köyde gezmesek de, tozmasak da, kalmasak da o köy bizim köyümüzdür!

Böyle söyleyerek büyüdük, büyütüldük ve anladık ki aslında hiç de öyle değil!

Gitmek için zaman ayıramadığımız, emek verip görmediğimiz, kalmak için can atmadığımız köy, kasaba sadece sözde bizim oluyor.

Bir güzel söz var bizim buralarda. “Kuru kuru gadanı alıyım, takır takır kurban oluyum.” derler, hiç emek vermeden sadece laf kalabalığı yapanlara. 

Bizim olduğunu iddia ettiğimiz her şeye emek vermeliyiz, hatıralarımızda yer ayırmalı, bizim olana dair anılar biriktirmeli, biriktirdiklerimizi sevdiklerimizle paylaşmalıyız.

Paylaştıkça çoğalan daha güzel ne olabilir ki bu hayatta?

Düşündüğümüz, sevdiğimiz, benim dediğimiz, orda uzakta olmamalı!

Aslında bu sadece köy için, ev için, dağ için söylenmiş bir türkü değil.

Yüreğimize dokunan, muhabbetine mest olduğumuz insanları düşünelim bir.

Uzun zaman arayıp sormadığımız da, gidip gelmediğimiz de, zaman ne de acımasız davranıyor. Araya giren mesafeler o sıcaklığı söndürüyor. Sevdiğimizi iddia ediyorsak her fırsatı değerlendirmek gerekiyor, hiçbir fırsatı ötelemeden. Gönül sevdiğinden uzak olabilir mi?

Gönülde yakın olan, her fırsatta gözde de yakın olmak ister. Gözden uzak olan bir süre sonra  gönülden de uzak olur, gönülden uzak olan ise duadan uzak olur.

Orda bir köy, bir ev, bir sevda varsa uzakta olmasın; o köy, o ev, o sevda seninse lütfen gör, sev, git, kal, hayatın akışında ona yer ayır. 

Hisset bunların senin için ne kadar değerli olduğunu ve yaşat yaşarken içindeki hislerini.

Her güzel şeyin bir ömrü olduğunu unutma ve unutturma. Vakit dolmadan bir dolu hatıra biriktir anılarında.

Hak vaki olduğunda sevdiğinin soğuk toprağını okşamak yerine, vakit varken ellerine aldığın sıcak ellerini okşa mesela.

Göz yaşlarınla ifade edeceksen sevgini; mezar taşına bakarak değil, gözlerindeki yıldızları sayarak ağla...

Tebessümün, zoraki  hatırladığın hatıralara değil, aynı havayı teneffüs ettiğin için olsun...

Gitmediğin, görmediğin, gelemediğin, değer  vermediğin köyden, kasabadan muhabbet bekleme.

Evet orda bir köy var uzakta ...

O köy bizim köyümüzdür!

Her yıl sümbül toplamaya gittiğimiz bağ; pınarından kana kana su içtiğimiz, sapa patikasında yürüdüğümüz, kekik topladığımız bağ bizim...

Dağlarda baharın habercisi karları delen o zarafetini seyrettiğimiz çiçek, avuç avuç kar yediğimiz dik yamaçlı dağ da  bizim...

Ağzımızı dayayıp kana kana su içtiğimiz çeşme, ekinini derdiğimiz bahçe de, ulu çınarların gölgesinde dinlendiğimiz hayma da bizim... 

Emek verdiğimizde güzelleşir her şey!

Emek verdiğimiz bağda sümbül biter, gül biter, muhabbet yeşertir kuru toprağı.

Gönül verdiğimiz dağda kekik biter, keven biter; kardelenlerin güzelliği kamaştırır gözlerimizi.

Gitmediğimiz dağa, varmadığımız bağa, emek vermediğimiz sevdaya benim diyemeyiz.

Ya bir bağımız olsun binbir çiçek açtıran kuytularında, ya bir dağımız olsun sakınıp saklayan bağrında...

Ayşegül'den...



Yorumlar

  1. Yine çok güzel yürekten yazılmış bir yazı olmuş..

    YanıtlaSil
  2. Yüreğine sağlık Azade 👏👏👏👏

    YanıtlaSil
  3. Bir papatya kadar narin bir ruhun var 🌺

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilen konuşur, şahit olan destekler... 👍👍

      Sil
    2. Yüreğinize sağlık, çok güzel olmuş 👍👍

      Sil
  4. aramıza hoşgeldiin. görüşürüz yineee :)

    YanıtlaSil
  5. aklıma gelmişken, eğer bilmiyorsan yanii, yorumları gmailden izliyoruz, yorum yaparken yorum kutusunun altında var ya, beni bilgilendir, adlı bir kutucuk, ona tıklayınca, o yazıya gelen bütün yorumlar gmaile geliyor, ordan izleyebiliyoruz :)

    YanıtlaSil
  6. ne güzel, dağda sümbül toplamak güzel olmalı, eveet herkes dediğiniz gibi yapsıın :)

    YanıtlaSil
  7. Çok güzeldi 👏👏👏

    YanıtlaSil
  8. Gitmediğimiz dağa, varmadığımız bağa, emek vermediğimiz sevdaya benim diyemeyiz.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne İmtihanlardan Geçtik

Hiç bitmeyecek zannettiğimiz imtihanlardan geçtik ve kim bilir daha ne imtihanlardan geçeceğiz! Çok yorulduğumuz da oldu, çok bunaldığımız da. Uykuya hasret gözlerle sabahladığımız da çok oldu. Kimse kimsenin ne yaşadığını tam anlamıyla bilemez, bilmesin de zaten. Sadece bilmediğini bilerek yaklaşsın. İnsanların yaşamları ve imtihanları hakkında ahkâm kesip niyet okumayı bıraksınlar istiyor insan.  Kalpleriyle bakanlar müstesna ama! Onlar nefesin kesildiğinde görürler, dua koyarlar avuç içine ve sımsıkı sarılırlar. Öyle bir sarılmak ki tüm hüzünlerin parmak uçlarından akıp gittiğini hissedersin. Bir de görmeyenler, bakmayanlar vardır. Bakmazlar, bakmak onların da kalbini yoracaktır çünkü; kolay olanı seçerler ve kendi dünyalarında kendi küçük dertlerini büyütmek için dönüp giderler. Oysa bir tecrübe, yaşanmadan paylaşılarak tecrübe edilebilir. Tecrübe etmek için her şeyi yaşamalı değil. İnsan, insanın hem derdi hem devası... Hiç bitmeyecek zannettiğimiz imtihanlardan ge...

Her Zorlukla Beraber Bir Kolaylık Vardır

 Kişisel gelişimimize kaktı yapan en büyük etkenlerden biri de hayat yolculuğumuzda yaşadığımız zorluklar ve bu zorluklardan aldığımız derslerdir. Zorluklar, bizi düşünmeye, sorgulamaya ve onarıcı çözümler bulmaya teşvik eder. Bir sorunla karşılaştığımızda, bu durum bize dayanıklılık kazandırır ve karakterimizi güçlendirir. Ayrıca zorluklar sayesinde kendi sınırlarımızı keşfederiz. Bu sayede hayal bile edemeyeceğimiz potansiyelimizi ortaya çıkarabiliriz. “Bir derdim var, bin dermana değişmem” sözü, yaşadığımız sıkıntıların, bizim için ne kadar değerli olduğunu ifade eder. Zorluklar, bizi daha güçlü kılar ve hayatta kalma içgüdümüzü etkiler. Sıkıntılar karşısında baş edebilme becerimizi güçlendirir. Zıddı olan rahatlık ise, çoğu zaman insanı tembelleştirir ve onun kişisel gelişimini engeller. Zorluklarla yüzleşmek, gelişimimizin temel yapı taşlarından biridir. Her bir mücadele, bize yeni dersler öğretir ve sınırlarımızı zorlamamıza vesile olur. Hayat boyunca karşımıza çı...

İbrahim İçimdeki Putları Devir

"İbrahim, içimdeki putları devir elindeki baltayla. “ Bazen defalarca dinlediğimiz ezgiler vardır ya hani... Üzerinden uzun zaman geçse de unutamadığınız. Benim de uzun zamandır içimde söylenen ezgi; "İbrahim, içimdeki putları devir, elindeki baltayla... Kırılan putların yerine yenilerini koyan kim? İbrahim gönlümü put sanıp kıran kim” Ne güçlü bir ifade... Yazanın kalemine, söyleyen Aykut Kuşkaya'nın yüreğine sağlık. Dinlemediyseniz mutlaka tavsiye ediyorum. Hepimizin içimizdeki putları kırma zamanı çoktan geldi. Ama önce... onları tanımamız gerekiyor. Kastettiğim putlar sadece bir taştan yapılanlar değil, gönülden de yapılan putlar vardır. Önceliğimiz olan, kural koyan, bize yön veren.... Bizim gönlümüzdeki putun adı ne? Seni ve beni İslam davasından uzaklaştıran ne? Evlat sevgisi mi? Rızık kaygısı mı? Konfor alanının sakinliği ve sıcaklığı mı? Okul telaşı, diploma yarışı mı? Hangisi bizim imanımızı gölgede bırakıyor? Hangisi yüreğimize ye...