Ana içeriğe atla

Muhabbetimizde ,müebbet olanlar çok olsun...


"İnsanın ruhundaki düğümleri çözmeden dilindeki düğümleri çözmeye imkan yoktur" diye bir söz okudum ve muhabbetimle başladım yazmaya...

Düğüm çözmenin en güzel yolu muhabbet  etmektir herhalde ...

İnsan muhabbet duyduğu insana gösterir , boğazına düğümleri, içine attığı dertleri ve her şeyi...

İçimize atarız da, içimizden atamayız çoğu şeyi...
Ne bilmektir, ne görmek, ne de duymaktır...

Hissetmektir yüreğinde olan biteni ve hissettirmektir...

Muhabbet gönülden gönüle kurulan bir yol bence...
Klavuzu samimiyet olan,
İnişli çıkışlı, incecik bir yol , sabırla ve hoş görüyle alınan...

Hoş gördüğünde başlayacak bir mektup bazen, hoş bulduğunda dökülecek kelâmdır dilinden...

Bazen kafiyeleri uymayan uzunca bir şiir ...
Bir ezgi, bir naat, bir yanık türkü bazen...

Muhabbet yüreğe düşen bir eşk, filiz, toprağa düşmüş bir tohum...

Rahmetin yağmasını bekleyen bir  başak, yedi veren danelere gebe...


Hava gibi, su gibi ,aş gibi ,
Sevda gibi, aşk gibi muhabbet de ihtiyacı vardır insanın...
Bazısı bedeni, bazısı ruhu besleyen en gerekli ihtiyaçtır...

Ruhuna dokunan insanı bulduğunda istesen de susamazsın...
Sustukça susarsın muhabbetine.

Gitmek istersin , yürümek istersin  iç dünyasında...
Konuştuğunda gözleri gülsün , sustuğunda gözleri dile gelsin istersin...
Seni ,sen olduğun için sevsin  ve kıymet versin ...
Muhattabın olsun, muhabbeti ile içini okusun istersin...

"Garibin hikâyesini dinlemek için yine bir garip kulağı gerek. Zira Hayata aynı açıdan değil aynı acıdan bakanlar anlaşabilir.” diyor ya Celaleddin Rumî...

Yüreğe muhabbet düşmüşse aynı gözle bakmaya başlıyor insan...

Birbirimizin garibi degilmiyiz zaten, gariplik muhabbetle biter...

Acısına, sancısına gönüllü olmaktır muhabbet ...

Demlendikçe dinlenen , dinlendikçe tat veren...
İçmeye doyamadığın, içmek için can attığın bir bardak Çayın adıdır muhabbet ...
Bir kahve içme telaşı, kırk yıllık hatrı olan...

Muhabbet ,müebbeti seve seve kabul etmek..

Müebbet yemeye gönüllü olmaktır ...

Muhabbetimizde ,müebbet olanlar çok olsun...

Ayşegül 'den...

Yorumlar

  1. senin de blogunda muhabbetin, anlattıkların, yazıların güzel ama zaten :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Buranın en güzel yanı senin gibi güzel bir insana denk gelmek .

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İbrahim İçimdeki Putları Devir

"İbrahim, içimdeki putları devir elindeki baltayla. “ Bazen defalarca dinlediğimiz ezgiler vardır ya hani... Üzerinden uzun zaman geçse de unutamadığınız. Benim de uzun zamandır içimde söylenen ezgi; "İbrahim, içimdeki putları devir, elindeki baltayla... Kırılan putların yerine yenilerini koyan kim? İbrahim gönlümü put sanıp kıran kim” Ne güçlü bir ifade... Yazanın kalemine, söyleyen Aykut Kuşkaya'nın yüreğine sağlık. Dinlemediyseniz mutlaka tavsiye ediyorum. Hepimizin içimizdeki putları kırma zamanı çoktan geldi. Ama önce... onları tanımamız gerekiyor. Kastettiğim putlar sadece bir taştan yapılanlar değil, gönülden de yapılan putlar vardır. Önceliğimiz olan, kural koyan, bize yön veren.... Bizim gönlümüzdeki putun adı ne? Seni ve beni İslam davasından uzaklaştıran ne? Evlat sevgisi mi? Rızık kaygısı mı? Konfor alanının sakinliği ve sıcaklığı mı? Okul telaşı, diploma yarışı mı? Hangisi bizim imanımızı gölgede bırakıyor? Hangisi yüreğimize yerleşmiş, bizi ağ...

YÜRÜMEK

Allah’ın selamı üzerinize olsun kardeşlerim. Kardeşlerim diyorum çünkü Rabb’imiz “Müminler kardeştir.” Buyuruyor. Bu yazımda sizlere suni gündemlerden ziyade, daha gerçekçi gündemlerden, kendi gündemimden bahsetmek istiyorum. Hafta sonu pürdikkat dinlediğim, -bazen- ağladığım ve sonrasında neden not almadım diye kendime kızdığım söyleşi tadında bir eğitim programına katıldım. Bu programın bende uyandırdığı duyguları sizlerle paylaşmak istiyorum.  “Güzellikler paylaştıkça çoğalır” sözüne hep inanarak... Programa konuşmacı olarak katılan eğitimci, hekim  Betül hanımefendiye teşekkür ediyorum. Kendisi, ömrünü “Allah yolunda daha fazla ne yapabiliriz?” derdiyle geçiren adanmış biri. Allah ondan ebeden razı olsun. “Yürümek; insan olarak yaptığımız eylemlerden biri ve yürürken aynı zamanda düşünmek” diye başladı eğitim semineri. Öyle bir yürüyüş ki; hayatını ortaya koyarcasına. Ölmek için yaşarcasına... Ya da yaşatmak için yaşamak, tıpkı Mu’âz bin Cebel gibi... İli...

GİDEBİLSEYDİM

Geçmiş zaman içinde, gitme imkânınız olsa, gitmek istediğiniz yerler vardır mutlaka! Beni uzun uzun düşündüren bu fikir, sizleri de düşündürsün istedim. Gitme imkânınız olsa siz nereye ya da hangi zamana gitmek isterdiniz? Benim gidebileceğim bir zaman dilimi olsa, Hz. İbrahim'in, Hz. Hacer'i ve Hz. İsmail'i çölün ortasında bıraktığı zamana gitmek isterdim. Hz. Hacer'in "Bunu sana Rabbim mi emretti?" dedikten sonraki teslimiyetini görmek için... Çaresizce Safa ve Merve tepelerinde koştuğu o anda yanına gitmek ve "Evet, Allah sizi zayi etmez." diyerek ona destek olmak, zemzemin isim annesinin dostu olmayı çok isterdim. Gidebileceğim bir zaman dilimi olsa, Hz. Eyyûb'e sabırla itaat eden, hizmet eden eşinin yanında olmak isterdim. Yaşanan onca zorluğa, evlat acısına, varlıktan sonraki yokluğa sabreden hanımının en yakın dostu olmak isterdim. Yapılan o güzel yakarışlara şahit olup yüreğimi Hz. Rahime gibi Rabbimin teslimiyetine bırakmak i...