Ana içeriğe atla

"ALLAH inananlarla beraberdir."Enfal 19.Ayet

Biraz kendimden bahsedeyim sana diye düşündüm...
Belkide hayatımda beni benden iyi tanıyan biri varsa o da sensin!
Öyle geliyor yüreğime,  beni benden iyi bilen, beni benden daha çok seven, düşünen.

İnsan kendini aynaya baktıkça görüyor ama sevdiği yüreğinin sahibi olan, muhabbetinde huzur bulduğu kişiler her daim, baktığında görür ve hisseder.

Evet ben ah ben!
Kendi söküğünü dikemeyen terzi...
Gel - gitlerin ev sahibi...
Yolunu kaybetme korkusu yaşayan bir kör misali...
Ruh hali, kalabalıklar içindeki karanlık, karanlıkta ki yalnızlık.

Zaman zaman yalnızlığımda ki gel gitlere rağmen, kendi yarama merhem bulamaya çalışan ben.
Şifalı ellerine teslim olmak son çarem...

Öyle bir hüzün çöküyor ki içime aniden anlatması zor...
Bütün dünyanın acılarını hissediyorum, her atışında kalbimde...
Elimi atmasam da kalbime hissediyorum sıcaklığını, bir hüzün ülkesi, kimi zaman aç kalmış Afrikalı bir çocuğun sesi...
Sonra göz göze geldiğim mendil satan Suriyeli kızın bakışındaki sorgu, neden ben burdayım hadi söyle der gibi...
Sanki sönmeyen kor düşmüş içime ve alevlenmeye niyetli...
Kudüs'te  taşla tanka kafa tutan mücahit çocuk gibi cesur...
Dört bir yanda zulme uğrayan kardeşlerime kolkanat olma isteği.

Mazlum müslümanların sesiz çığlıkları içimde yankılanıyor her vakit...
Yoksulluk içinde var olma telaşı yaşayan, her şeyden vazgeçip imanından geçmeyen, çekik gözlü kardeşlerim...
Dört bir yanımda zulüm gören müslümanların sesi...
Öyle bir hüzün ki ,tarifi imkansız, ölüm sessizliği...

Ayrılık hüznü değil bu çaresizliğin verdiği hüzün.
Cennetle müjdelesinler diye dua etmekten başka bir sey gelmemesinin hüznü.
Allah sabredenlerle beraber ,onlar sabrediyorlar, şehadete yürüyorlar, peki ben ne yapıyorum...
Sadece üzülmek ve dua etmek dışında...
Kendi acılarımı acıdan sayıyorum, suni teselli halleri uzun sürdüğünde yeniden bin pişmanlıkla acılarıma aşık oluyorum...

Bazen de sebepsiz bir anda öyle bir mutluluk geliyor ki kalbime cennette buluşuruz ümidiyle, huzuru tarif edilemez bir mutluluk.
Sonra gerçek sandığınız dünya oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu okuyorum ayet ayet.

Onların oyunları savaş ve onlar ölmüyorlar, hayır bu ölüm değil, şehadeti yudumluyorlar.

Bir fotoğraf saatlerce hüzne boğar mı insanı? Beni boğuyor , baktıkca gözyaşlarımı içime akıtıyorum. Baktığım ve gördüğüm aynı şey olmuyor çoğu zaman.

Ah bir çözsem kendimi. Bütün acıları içime alsam ,sadece benim canım yansa ve yetim kalmasa çocuklar...
Sevdası yarım kalmasa sevenlerin...
Vatan hasreti çekmese müslümanlar...
Kudüs yüreğimin baş kenti, dua sebebi, boynu bükük müslüman misali...
Gülümseyemeyişimin müsebbibi...

İman varsa ,imkan vardır diyorum...
Ve gözyaşlarımı siliyorum elimin tersiyle içimde her sabah açan bir çiçek ve biliyorum islam için bahar gelecek...

Yüreğimde yankılanan ayet "ALLAH inananlarla beraberdir" diyor...
Enfal 19. Ayet

Ve biliyorum Rabbim bizimle beraber...

Ayşegül'den...

Yorumlar

  1. ah evet çok hüzünlü, üzüntülü yazı, kudüs evet, o günler, dünya bir türlü öğrenemedi şiddetten, öldürmekten uzaklaşmayı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok geç olsada yorumunu görmek Çok mutlu etti beni:) teşekkür ediyorum

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

21.yüzyıl ve İmtihan

Müslümanlar olarak içinde bulunduğumuz bu imtihan sadece bu asrın meselesi değildir. Bu, hayrın ve şerrin, iyiyle kötünün mücadelesidir. Bu hak ve batılın çatışmasıdır. Müslüman, içinde yaşadığı dünyanın perişan ve derbeder halinin farkında olmalı ve bu durumun yol açtığı çıkmazların çözüm yollarını aramalı.  Bunun hak ve batıl savaşı olduğunu unutmamalı.  21. yüzyılda gücü elinde bulunduran emperyalizmin dünya üzerindeki haksızlıkları, ahlâksızlıkları, gaddarlıkları, zalimlikleri ve Müslümanların üzerindeki hesapları gözler önünde... Her devrin olduğu gibi bizim içinde bulunduğumuz bu devrin de imtihanı zor. Sınırda kılıçla kalkanla eşit şartlarda cenk etmek mi zor, sınırlar ötesinden bir düğme ile bir insanlığın yok olduğunu görmek mi? Hatta gözle görülmeyen bir mikroorganizmanın insanları yıllarca evinde hapsetmesi mi?  Öyle bir çağda, öyle imtihanlardan geçiyoruz ki... Karşı koymak için önce düşmanı tanımak gerekiyor. Tanımadan onunla savaşmak imkânsız. Ayette “Şu bana

Yaptığın Bir Şey Olsun!

Yaptığın bir şey olsun! Yaptığın bir şey... Adil olmak gibi… Haksızlık karşısında çelikten zırh, güçsüzün yanında sağlam bir kale, haklının yanında huzur veren bir dem ol mesela... Söylenmiş bütün sözlere inat, iyilik edersen iyilik bulursun. Bulamam sanma! Halik bilir ve bildirir. Bu balık suretinde olmasa da. Yaptığın bir şey olsun! Tevazu kanatlarını sermek gibi… Sadece annene, babana, evladına değil, tüm insanlara. Sen kanaati gözetip, mütevazı ol ki nefsinin başı yere eğilsin. “Ahmak çabalar iş olacağına varır” diyenler olsa da, iyilik adına bütün çabalamalar kalem kalem yazılıyor bil. Ve hepsi veresiye alınıyor, en az on katı ile ödenmek üzere. Yaptığın bir şey olsun! Doğru söylemek gibi... Doğru duymak, doğru görmek, doğru yaşamak hatta yaşatmak gibi. Dokuz köyden değil, bütün köylerden kovulmak pahasına! Varsın adına doğrucu Davut desinler! Yalan batağına düşmektense köysüz, kentsiz kal. Dilini eğip bükmektense, kolun kanadın kırılsın, yalan rüzgarlarında uçmak y

Filistin'den Mektup

Farklı coğrafyaların, farklı iklimlerin ve kültürlerin insanlarıyız. Sizin yüzünüzü okşayan rüzgar, esintisini dağların serinliğinden alıyor belki... Her sabah perdenizi büyük bir umutla aralıyor, güneşin sıcaklığını yüzünüzde hissediyorsunuz. Çocuklarınızı şefkatle öperek uyandırıyor. Eşinizi işe dualarla uğurluyor ve muhabbetini sevdiğiniz kişilerle kahve yudumluyor, sonra gündelik telaşlara dalıyorsunuz. Kaygılarınızı, tasalarınızı, arzularınızı umutlarınıza sarıyor ve geleceğe dair hayaller kuruyorsunuz. Evinize, arabanıza, komşuluk ilişkilerinize itana gösteriyor, sofranızı en güzel yemeklerle donatmaktan zevk alıyorsunuz. Bir telaş içerisinde geçiyor hayatınız, değil mi? Günler su gibi akıp gidiyor. En sevdiğiniz baş örtüsünü en sevdiğiniz çantanızla kombin yapıyorsunuz. En sevdiğiniz futbol takımının formasını alıyor, maçlarını kaçırmıyorsunuz. Ne güzel, sizin adınıza ben bundan mutlu oldum. Umarım bunca nimetin şükrünü eda edebilirsiniz. Ve umarım bu alı