Ana içeriğe atla

Ahh Vedalar...

"Sana son sözüm!
Ben artık yokum. Sana ait olan bu yerde değil yalnızca. Hiç bir yerde ve yerinde yokum...
Ben artık yokum."

Ne büyük bir iddia, varlık ve yokluk kişinin tercihine bağlı değil oysa!...
Olduğumuz bir yürekten istesek gidebileceğimizi mi sanıyoruz?...
Kaç duadayız nerden biliyoruz!
Verilen bir nimet bu oysa, nankörlük ediyoruz...

Gitmek isteyip gidemediğimiz ,kalmak isteyip kalmadığımız ne çok yer var.
İşte tam olarak bunu idrak edememek bizim meselemiz, derdimiz...

Bazı şeylerin varlığı ile bazı şeylerin yokluğuyla sınanıyoruz.

"Bu kadar seviyor olsam da tahammül edeceğim bir şey değil. Kendimi ziyan etmem, ettirmem!"... demek ne kolay!!
Ne kadar ziyan olduğumuz nokta var, konu nefsimiz olunca.

Uçurumun kenarındaki sözler bunlar.
Muhatabını kör bıçakla kesmeye çalışmak.

Ustaca sevdiğini söyleyenlerin, ustaca vedaları.
Ziyan olan aslında arkada bıraktıkları...
Gönlünden çok uzun zaman önce düşen yaprağı, ayak ucuyla ezme çabası...
Bir rüzgarlık canı kalmış bir taç yapraklı gülün, yapraklarına vedası...

Hayatımızdaki vedaları düşünelim diye yazdım bunları, kaç veda kaldırdı tabutsuz, yüreğimizden, aklımız...
Kaç sevdayı kefenlemeden gömdük içimize...

Kaç uçurumun kenarından kurtardı Rabbimiz bizi ve biz hala uçma hayali kuruyoruz, olmayan kanatlarımızla...

Güzel başlayan şeyleri güzel bitirme çabası olmalıydı hayat gayemiz.
Iki günlük dünyada ömürlük sevdalar yaşama derdinde olmamalıydık. 
Arkada bırakılan gönüllerin göz yaşları mutluluktan olmalıydı.

Söyleyeceğimiz son sözler söyleyemediklerimiz.
İyi ki varsın diye başlayan cümleler heba olmamalıydı dillerde!..

Ahh vedalar!
Vedalar bildiğim şeyler değildir.
Henüz  büyük kayıplar yaşamadım hayatımda ve kırmamak için kırıldım, hiç heba olduğumu düşünmedim.
Severken bütün heyecanımla ve varlığımla sevdim.
Gönüllü hebalik benim ki, helallik istemeye gerek yok!..

Veda, vefalı insanların işidir diye yazmıştım bir zamanlar.
Vefasızlıklarla gömmeyin sevdiklerinizi ,boğmayın dalgalarınız arasında, nefessiz kalan bu yürekleri.

Hiç bir şey yapamıyorsanız Allah'a ısmarlayın!
Selametle uğurlayın, bırakın hoşçakalsınlar.
Su dökmeseniz de  olur arkasından, gelmesini istemiyorsanız.

Ama sahte göz yaşları ile açtığınız mezarlara, umut çiçekleri ekmeyin!..

Ayşegül'den...

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne İmtihanlardan Geçtik

Hiç bitmeyecek zannettiğimiz imtihanlardan geçtik ve kim bilir daha ne imtihanlardan geçeceğiz! Çok yorulduğumuz da oldu, çok bunaldığımız da. Uykuya hasret gözlerle sabahladığımız da çok oldu. Kimse kimsenin ne yaşadığını tam anlamıyla bilemez, bilmesin de zaten. Sadece bilmediğini bilerek yaklaşsın. İnsanların yaşamları ve imtihanları hakkında ahkâm kesip niyet okumayı bıraksınlar istiyor insan.  Kalpleriyle bakanlar müstesna ama! Onlar nefesin kesildiğinde görürler, dua koyarlar avuç içine ve sımsıkı sarılırlar. Öyle bir sarılmak ki tüm hüzünlerin parmak uçlarından akıp gittiğini hissedersin. Bir de görmeyenler, bakmayanlar vardır. Bakmazlar, bakmak onların da kalbini yoracaktır çünkü; kolay olanı seçerler ve kendi dünyalarında kendi küçük dertlerini büyütmek için dönüp giderler. Oysa bir tecrübe, yaşanmadan paylaşılarak tecrübe edilebilir. Tecrübe etmek için her şeyi yaşamalı değil. İnsan, insanın hem derdi hem devası... Hiç bitmeyecek zannettiğimiz imtihanlardan ge...

Her Zorlukla Beraber Bir Kolaylık Vardır

 Kişisel gelişimimize kaktı yapan en büyük etkenlerden biri de hayat yolculuğumuzda yaşadığımız zorluklar ve bu zorluklardan aldığımız derslerdir. Zorluklar, bizi düşünmeye, sorgulamaya ve onarıcı çözümler bulmaya teşvik eder. Bir sorunla karşılaştığımızda, bu durum bize dayanıklılık kazandırır ve karakterimizi güçlendirir. Ayrıca zorluklar sayesinde kendi sınırlarımızı keşfederiz. Bu sayede hayal bile edemeyeceğimiz potansiyelimizi ortaya çıkarabiliriz. “Bir derdim var, bin dermana değişmem” sözü, yaşadığımız sıkıntıların, bizim için ne kadar değerli olduğunu ifade eder. Zorluklar, bizi daha güçlü kılar ve hayatta kalma içgüdümüzü etkiler. Sıkıntılar karşısında baş edebilme becerimizi güçlendirir. Zıddı olan rahatlık ise, çoğu zaman insanı tembelleştirir ve onun kişisel gelişimini engeller. Zorluklarla yüzleşmek, gelişimimizin temel yapı taşlarından biridir. Her bir mücadele, bize yeni dersler öğretir ve sınırlarımızı zorlamamıza vesile olur. Hayat boyunca karşımıza çı...

İbrahim İçimdeki Putları Devir

"İbrahim, içimdeki putları devir elindeki baltayla. “ Bazen defalarca dinlediğimiz ezgiler vardır ya hani... Üzerinden uzun zaman geçse de unutamadığınız. Benim de uzun zamandır içimde söylenen ezgi; "İbrahim, içimdeki putları devir, elindeki baltayla... Kırılan putların yerine yenilerini koyan kim? İbrahim gönlümü put sanıp kıran kim” Ne güçlü bir ifade... Yazanın kalemine, söyleyen Aykut Kuşkaya'nın yüreğine sağlık. Dinlemediyseniz mutlaka tavsiye ediyorum. Hepimizin içimizdeki putları kırma zamanı çoktan geldi. Ama önce... onları tanımamız gerekiyor. Kastettiğim putlar sadece bir taştan yapılanlar değil, gönülden de yapılan putlar vardır. Önceliğimiz olan, kural koyan, bize yön veren.... Bizim gönlümüzdeki putun adı ne? Seni ve beni İslam davasından uzaklaştıran ne? Evlat sevgisi mi? Rızık kaygısı mı? Konfor alanının sakinliği ve sıcaklığı mı? Okul telaşı, diploma yarışı mı? Hangisi bizim imanımızı gölgede bırakıyor? Hangisi yüreğimize ye...