Ana içeriğe atla

Bir Dönüm Noktası


İnsanın hayatında dönüm noktaları vardır, bilirsiniz. Bu dönüm noktaları bazen o an hissedilir, bazen hayatına yön vermiştir ama yıllar sonra hissedersin. İşte benim hayatımdaki ilk dönüm noktalarından birini yıllar sonra hissetmiş olmamın mutluluğunu buruk da olsa yaşıyorum. 

Sanırım 9-10 yaşlarındaydım. O yıl ramazan ayı yaz mevsimine denk gelmişti ve ben, önceki yılları tam hatırlayamasam da, o yıl ramazan ayının tamamında oruç tutmuştum. Hatta tüm teravih namazlarını kılmış ve Kur›an hatmini anneannemle birlikte tamamlamıştım. Allah rahmet etsin, anneannemin bizde emeği çoktur. Ona dair güzel anılar hatırlıyorum. Neredeyse her gece kalkar, salonumuzu aydınlatan sokak lambasının camdan sızan ışığında namaz kılardı. Sessiz ama duyulacak şekilde af diler, dua ederdi. 

O yaz anneannemle teravihe ve mukabeleye beraber gidiyorduk. Yürürken zorlandığı için beni baston olarak kullanıyordu sanırım. O zamanlar Kur›an okumayı bilmiyordum ama dinlemenin de okumak kadar sevap olduğunu öğrenmiştim. Mahallemizin camisine başka bir vilayetten sürgün olarak bir hoca gelmişti. Hocanın gelmesiyle önce camide, sonra cemaatte, sonra da camiye gelen cemaatin evlerinde küçük, kalıcı, devrim niteliğinde değişiklikler olmuştu. O zamanlar pek akıl erdiremesem de bu değişime, şimdi düşündüğümde zihnimde tüm taşlar yerine oturuyor. Evet İşte o, hayatıma, hatta hayatımıza yön veren bir müslümandı. 

Yüzünü uzaktan görmüştüm. Perdeler arkasından dinlemek nasip olmuştu. Her okunan cüzden sonra, mealini okuyor, tefsirini yapıyor ve ekliyordu: «Sakın Mehmet Hoca böyle dedi demeyin! Bunlar benim değil, Rabb’imizin sözleri. Sizler de duyduklarınızı anlatmakla mesulsünüz.» demişti. Her sohbetten sonra uzun uzun tefekkür etmemize sebep oluyordu. Rabb’imizin gönderdiği kitabı sadece okuyup bırakmak değil, hayatının mihenk taşı haline getirmek gerektiğini hem söylüyor, hem de yaşıyordu. Mahallede ki annelerimiz sohbet sonrası mendil şeklinde yemeni bağlamayı bırakmıştı. Sokak ortasında ayaküstü dedikodu yapmayı da. Sabah namazını kılmayanlar bile uyanır olmuştu, ezan öncesi yanık yanık okunan selâ sesine. Hissediliyordu hocanın sesinden bazen ağlamaklı olduğu. 

Hocanın eşini ve kızlarını da hatırlıyorum. Mütevazi, alçakgönüllü, mütebessim çehreleri vardı. Bize merhametle bakarlar ve bize kur’an dersi verirlerdi. O gün öğrendim gönüllü çalışmanın ne demek olduğunu.

Gördüğümde de imrenmiştim her hallerine. Hatta onlara özenerek annemin başörtülerinden birini takmıştım ve bir daha hiç çıkarmadım, elhamdülillah. 

Sohbetin birinde de şöyle söylemişti hoca «Fitne olarak evlerinizin baş köşesine koyduğunuz televizyon yeterli. İzlediğiniz diziler gözlerinizin nurunu söndürüyor, çocuklarınızın ahlakını bozuyor. Bu beladan, fitneden ailenizi kurtarın.” Diye devam eden sohbet sonunda annemin ağlamaklı halde eve gelip damdaki anteni yere attığını çok net hatırlıyorum. Yaz dönüşü evimizdeki bu değişim bizim derslerimize ve notlarımıza olumlu yansımıştı.

Sonrasında diz altı etekler, dirseklerine kadar açık olan kollar, başörtüsünden kâkülleri çıkan kadınlar tam anlamıyla tesettüre girmişlerdi. Hatta annem çarşafa bile girmişti. Kimse zorlamadı, tehdit etmedi, kimse şart koşmadı. Kutsal diyerek raflara kaldırılan Kur›anların tozlarıyla birlikte bizinde tozlarımız alınmıştı. Bir Kur’an öğrenme seferberliği başlamıştı mahallemizde. O yaz Bizim evden hem annem, hem ben, hem kardeşlerim öğrenmiştik kur’an okumayı.

Öyle bir yaz geçirmiştik işte...

Her anlamda dopdolu bir yaz. O zamana kadar 3-5 safı geçmezken camii cemaati, camii bahçesine kadar namaz kılmak için gelen insanlarla dolmuştu. 

O Ramazan ayına ait benim hatırımda kalan bir de koku vardı. Ayrı bir kapıdan, ince küçük bir merdivenden çıkılıyordu hanımlar bölümüne. Sanki her basamağına amber kokusu sürülmüştü. İnsana huzur veriyor ve huzura davet ediyordu bu koku...

Mehmet hoca beş yıl kadar bizim orada kaldı ve sonra bazı nasipsiz kişilerin şikayeti üzerine başka bir vilayete sürgün edildi. O vakit çok üzülmüştük ama şimdi gittiği yerdeki insanların da illa ki ihtiyacı vardır diye düşünüyorum. 

Şimdi anlıyorum ki mesleğin ne olursa olsun, niyetin Allah rızası ise, yaptığı iş insana kolay oluyor. Ve Allah, yaptığından razı oluyorsa o insanı kullarına sevdiriyor. Herkes hocayı sevdi diyemem, nasibi olan nasiplendi ancak...

Herhalde hayata dokunmak böyle bir şey olmalı. Kendini bir amaç uğruna adamak.

Müslüman da böyle olmalı, gittiği yer nasıl olursa olsun, orada mihenk taşı olabilmeli. Güzele dönüştürmeli çevreyi, dokunduğu her şeyi güzelleştirmeli. Pro-aktif olmalı, üretmeli, verilen görevi en güzel şekilde yerine getirmeli. Bugünü en iyi şekilde değerlendirirken, yarının planını yapmalı. Yarından daima umutlu olmalı... Var gücü ile çalışmalı. Ekebildiği tohumları özenle ekmeli yüreklere...

Hakkı ve hakikati hem hal diliyle, hem de kal diliyle haykırmalı. Bir amaç, bir dava, bir dert edinmeli kendine. Birileri için dönüm noktası olma gayretinde olmalı. Ne yapıyorsa Allah’ın rızasını kazanmak için yapmalı.

Benim çocukluğumda hayatımıza yön veren bir cami hocası oldu. Allah ondan razı olsun. Peki, sizin dönüm noktalarınız neler? Ya da biri için hatırlatıcı, uyarıcı, umut aşılayıcı olmak istemez misiniz? 

Ne duruyoruz o zaman «Niyet ettim Allah rızası için» deyip başlayalım inşallah.

Selam ve dua ile...

Ayşegül'den...

Yorumlar

  1. Çok güzel bütün çocuklarımıza böyle ilham verici yön verici insanlar cikartsin Allah inşallah

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin. İnşallah. Rabbim bizleride örnek olacak insanlardan eylesin 🌹

      Sil
  2. İnsanın hayatında dönüm noktaları vardır, bilirsiniz. Biliriz hocam👍

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar.
    Bir yaz ayında, ben de mahallemizdeki Süleymancıların Kur'an Kursuna kendiliğimden giderek talebe olmuştum. Tam Kur'an okumaya geçmiştim ki, ayrılmak zorunda kaldım. En çok sevdiğim iki ibadet vardı; biri namaz kılmak, diğeri ise oruç tutmaktı. Hele de Ramazan ayı benim için ömre bedeldi.
    Şimdilerde namaz kılmayı terk ettim ama, oruç tutmaya devam ediyorum.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rabbim eksiklerimizi tamamlamayı nasip etsin inşallah. Namaz çok önemli . Yorum ve katkı için teşekkür ediyorum. Selam ve dua ile...

      Sil
  4. Zübeyde Gönen4 Aralık 2024 05:23

    Çocukluğuma gittim. Duygulandım. Kalemine sağlık Ayşegülüm.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gitmek istediğim yeri sorsalar bende o yıllara ve seninle geçirdiğim vakitlere gitmek isterdim. Ne güzel çocukluğumdan bu günüme uzanan bir sevgi ve muhabbet ❤️

      Sil
  5. Bende senin gibi olmak istiyorum halacığım o kadar güzel kalplisin ki çok güzel yüreğin var ailem hep sana benzediğimi söylüyor o kadar mutlu oluyorum ki ruhum kişiliğim sana benziyormuş iyi ki sana benziyormuşum🥰🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha iyi ve daha güzel işlerle meşgul olacağına inanıyorum. Umudumun yeşerdigi yerde muhabbetin var. Elhamdülillah ala külli hâl ❤️

      Sil
  6. Dava kardeşim .
    Sevgili kardeşim çok güzel bir dönüm noktası olmuş senin için eminim çok insan hayatında böyle dönüm noktaları var önemli olan bunu dile getirmek ve topluma yararlı işler yapabilmek hazreti Allah cümlemizi yolunda ihlasla sadakatle çalışan kullarından eylesin kalemine sağlık Rabbim yolunu açık etsin sevgi ve selamlarla Allah'a emanet ol 🤲🏻💞

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şükür sebebi bir derdimizin olması ve bir dava için ömrümüzü adamamız. Elhamdülillah. Teşekkür ediyorum çok kıymetli yorumunuz 🥀🥀🥀

      Sil
  7. Sizi Okumak da bir dönüm noktası olabilir 🥹

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah. Ne mutlu bana derim. Rabbim razı olacağı hal üzere eylesin bizleri 🌹

      Sil
  8. Müslüman da böyle olmalı, gittiği yer nasıl olursa olsun, orada mihenk taşı olabilmeli. Güzele dönüştürmeli çevreyi, dokunduğu her şeyi güzelleştirmeli. Pro-aktif olmalı, üretmeli, verilen görevi en güzel şekilde yerine getirmeli. Bugünü en iyi şekilde değerlendirirken, yarının planını yapmalı. Yarından daima umutlu olmalı... Var gücü ile çalışmalı. Ekebildiği tohumları özenle ekmeli yüreklere...🥀👏👏👏

    YanıtlaSil
  9. Rabbim davasında ayağımızı sabit eylesin. Selam ve dua ile...

    YanıtlaSil
  10. Kaleminize, yüreğinize sağlık hocam.. Çookkk güzel 🥹🩷

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ediyorum. Okumanız ve beğenmiş olmanız çok kiymetli🌺🌺🌺

      Sil
  11. Yazılarınız gerçekten de çok güzel. Rabbim bahsettiğiniz hocadan da razı olsun.. İnşallah bende birinin dönüm noktası olurum 🥹🥹

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah olursunuz. İnşallah oluruz. Bir gönüle gül etmeden gitmeyiz bu diyardan. Muhabbetle...

      Sil
  12. Kaleminize, yüreğinize sağlık hocam.. Çookkk güzel 🥹🩷

    YanıtlaSil
  13. Yüreğinize sağlık ruhlarimiza gayret olsun biiznillah 🤲🏻

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne İmtihanlardan Geçtik

Hiç bitmeyecek zannettiğimiz imtihanlardan geçtik ve kim bilir daha ne imtihanlardan geçeceğiz! Çok yorulduğumuz da oldu, çok bunaldığımız da. Uykuya hasret gözlerle sabahladığımız da çok oldu. Kimse kimsenin ne yaşadığını tam anlamıyla bilemez, bilmesin de zaten. Sadece bilmediğini bilerek yaklaşsın. İnsanların yaşamları ve imtihanları hakkında ahkâm kesip niyet okumayı bıraksınlar istiyor insan.  Kalpleriyle bakanlar müstesna ama! Onlar nefesin kesildiğinde görürler, dua koyarlar avuç içine ve sımsıkı sarılırlar. Öyle bir sarılmak ki tüm hüzünlerin parmak uçlarından akıp gittiğini hissedersin. Bir de görmeyenler, bakmayanlar vardır. Bakmazlar, bakmak onların da kalbini yoracaktır çünkü; kolay olanı seçerler ve kendi dünyalarında kendi küçük dertlerini büyütmek için dönüp giderler. Oysa bir tecrübe, yaşanmadan paylaşılarak tecrübe edilebilir. Tecrübe etmek için her şeyi yaşamalı değil. İnsan, insanın hem derdi hem devası... Hiç bitmeyecek zannettiğimiz imtihanlardan ge...

Her Zorlukla Beraber Bir Kolaylık Vardır

 Kişisel gelişimimize kaktı yapan en büyük etkenlerden biri de hayat yolculuğumuzda yaşadığımız zorluklar ve bu zorluklardan aldığımız derslerdir. Zorluklar, bizi düşünmeye, sorgulamaya ve onarıcı çözümler bulmaya teşvik eder. Bir sorunla karşılaştığımızda, bu durum bize dayanıklılık kazandırır ve karakterimizi güçlendirir. Ayrıca zorluklar sayesinde kendi sınırlarımızı keşfederiz. Bu sayede hayal bile edemeyeceğimiz potansiyelimizi ortaya çıkarabiliriz. “Bir derdim var, bin dermana değişmem” sözü, yaşadığımız sıkıntıların, bizim için ne kadar değerli olduğunu ifade eder. Zorluklar, bizi daha güçlü kılar ve hayatta kalma içgüdümüzü etkiler. Sıkıntılar karşısında baş edebilme becerimizi güçlendirir. Zıddı olan rahatlık ise, çoğu zaman insanı tembelleştirir ve onun kişisel gelişimini engeller. Zorluklarla yüzleşmek, gelişimimizin temel yapı taşlarından biridir. Her bir mücadele, bize yeni dersler öğretir ve sınırlarımızı zorlamamıza vesile olur. Hayat boyunca karşımıza çı...

Yaptığın Bir Şey Olsun!

Yaptığın bir şey olsun! Yaptığın bir şey... Adil olmak gibi… Haksızlık karşısında çelikten zırh, güçsüzün yanında sağlam bir kale, haklının yanında huzur veren bir dem ol mesela... Söylenmiş bütün sözlere inat, iyilik edersen iyilik bulursun. Bulamam sanma! Halik bilir ve bildirir. Bu balık suretinde olmasa da. Yaptığın bir şey olsun! Tevazu kanatlarını sermek gibi… Sadece annene, babana, evladına değil, tüm insanlara. Sen kanaati gözetip, mütevazı ol ki nefsinin başı yere eğilsin. “Ahmak çabalar iş olacağına varır” diyenler olsa da, iyilik adına bütün çabalamalar kalem kalem yazılıyor bil. Ve hepsi veresiye alınıyor, en az on katı ile ödenmek üzere. Yaptığın bir şey olsun! Doğru söylemek gibi... Doğru duymak, doğru görmek, doğru yaşamak hatta yaşatmak gibi. Dokuz köyden değil, bütün köylerden kovulmak pahasına! Varsın adına doğrucu Davut desinler! Yalan batağına düşmektense köysüz, kentsiz kal. Dilini eğip bükmektense, kolun kanadın kırılsın, yalan rüzgarlarında uçmak y...