Ana içeriğe atla

Ne İmtihanlardan Geçtik

Hiç bitmeyecek zannettiğimiz imtihanlardan geçtik ve kim bilir daha ne imtihanlardan geçeceğiz!

Çok yorulduğumuz da oldu, çok bunaldığımız da. Uykuya hasret gözlerle sabahladığımız da çok oldu. Kimse kimsenin ne yaşadığını tam anlamıyla bilemez, bilmesin de zaten. Sadece bilmediğini bilerek yaklaşsın. İnsanların yaşamları ve imtihanları hakkında ahkâm kesip niyet okumayı bıraksınlar istiyor insan. 

Kalpleriyle bakanlar müstesna ama! Onlar nefesin kesildiğinde görürler, dua koyarlar avuç içine ve sımsıkı sarılırlar. Öyle bir sarılmak ki tüm hüzünlerin parmak uçlarından akıp gittiğini hissedersin.

Bir de görmeyenler, bakmayanlar vardır. Bakmazlar, bakmak onların da kalbini yoracaktır çünkü; kolay olanı seçerler ve kendi dünyalarında kendi küçük dertlerini büyütmek için dönüp giderler. Oysa bir tecrübe, yaşanmadan paylaşılarak tecrübe edilebilir. Tecrübe etmek için her şeyi yaşamalı değil. İnsan, insanın hem derdi hem devası...

Hiç bitmeyecek zannettiğimiz imtihanlardan geçtik ve kim bilir daha ne imtihanlardan geçeceğiz!

Gülümsemeyi öğrenemedik ama tebessümün sadaka olduğunu öğrendik tüm acılara rağmen tebessüm ederek. İsyana hiç kapı aralamadık; olan her şeyde hayır vardır dedik, kul olmanın derdi ile dertlendik. 

Piştik, yandık ama kül olmadık. Pişmiş çamurdan olduğumuzu fark ettikçe kul olduk, Rabb’imizin rahmet tecellisini bulduk. Bir korku sardığında içimizi, içimizi bizden daha iyi bilen O’na sığındık; canımız yandığında O’ndan yardım diledik ve anladık ki bize nefes olan, bize kucak açan insanları gönderen de O. Kulunun yarasını kulu ile saran, kulunu kuluna şifa kılan da O. 

Hiç bitmeyecek zannettiğimiz imtihanlardan geçtik ve kim bilir daha ne imtihanlardan geçeceğiz!

Acıyla sınandığımız kadar mutlulukla da sınandık. Ve biz birçok şey için gereğinden fazla umutlandık. O kadar gerçekçi geldi ki unuttuk ne hüznün ne mutluluğun ne de kederin kalıcı olduğunu. Bazen bir belkinin peşinde ziyan oldu düşlerimiz; ağlamaktan kan oturan gözlerimiz yine merhametli bir el tarafından silindi. Bazen uzun geceler olmadan sabah olsun istedi yüreğimiz. Anladık ki teslimiyet O’na bırakmaktı. O bizden razı, biz O’ndan razıyız... Bu yüzden suskunluğumuz, bu yüzden sürgün yerinde dost bulma telaşı...

Ölümle tanıştık, kulağımıza okunan selâ ile dağlandı yüreğimiz. “Dağ arkasında olsun, taş altında olmasın” diye dua ettik en zor imtihandan kaçarcasına ve olmadı, bu da bir imtihandı. Ağızlarımızın tadı kaçtı; her defasında bir sevdiğimizi kaybettikçe daha iyi anladık ölümü. Kutlu Nebi ne diyordu; “Lezzetleri acılaştıran ölüm.” Tatmayan yoktur; ne zengin der ne fakir, ne çocuk der ne genç... İsyana düşmeden biliriz ki “Kalp hüzünlenir, göz yaşarır”dan öte değil içimizden geçenler...

Bir de içimizde kalanlar var. Hep içimizle kalacak olanlar... 

Biliriz verilen süremiz dolacak; son bir kez şehadet nasip et diye dua edeceğiz. Yahya Kemal’in “meçhule giden bir gemi” diye tarif ettiği bir belirsizlikle ayrılmayacağız bu limandan. Elbet bize meçhul değil, bizi bekleyen bir diyar var.

Hiç bitmeyecek zannettiğimiz imtihanları geçtik ve daha kim bilir ne imtihanlardan geçerek gideceğiz!

Yorumlar

  1. Hiç bitmeyecek zannettiğimiz imtihanları geçtik ve daha kim bilir ne imtihanlardan geçerek gideceğiz! Aynen öyle 👍

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rabbim imtihanlarimizi bize kolay eylesin. Selam ve dua ile....

      Sil
  2. Merhabalar.
    Yahya Kemal Beyatlı'ının "Sessiz Gemi" şiiri gizemlerle doludur. Şair aslında bu şiirini çok sevdiği kadının, bir gemiye bindirilerek elinden alındığı için yazmış olmasına rağmen, birçok okuyucu bu şiiri vefat eden birinin arkasından kaleme alındığını sanır. Aslında işin doğrusu başkadır.

    Şair, yola koyulan geminin rotasını bilmediği için "meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan" demiştir ve bu dize elinden alınıp bir gemiye bindirilerek kendinden uzaklaştırılan kadının arkasından yazılmıştır. Her ne kadar bu şiirin hikayesi böyle olsa da, ölen birinin arkasından yazılmış şiir formuna da çok uygun olduğu için, şiirin hikayesini bilmeyenler bu şiiri bir ölüm sessizliği gibi kabul ederler. Hikayesini ben de bilmesem ve bu şiiri okusam, ben de aynı kanıya kapılırım. Çünkü şiirin ana teması, ölüme yazılmış bir şiir gibidir.

    İman ve inanç noktasında bir müslüman olarak, öldüğümüz zaman gideceğimiz rotalar bellidir, meçhul değildir. Bu bağlamda şaire "bu limandan kalkan gemiler meçhule gitmez, rotası bellidir" diyebiliriz.
    Güzel bir paylaşımdı, kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim. Cumanız hayırlı ve mübarek olsun.
    Selam ve saygılarımla birlikte Allah'a emanet olun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorum için ve bilgi için çok teşekkür ediyorum. Sizin gibi değerli abilerimizin katkıları bizim için çok önemli. Dua eder dua beklerim. Rabbim razı olacağı hal üzere eylesin. Selam ve dua ile...

      Sil
  3. "İsyana düşmeden biliriz ki “Kalp hüzünlenir, göz yaşarır”dan öte değil içimizden geçenler...
    Bir de içimizde kalanlar var. Hep içimizle kalacak olanlar...
    Biliriz verilen süremiz dolacak; son bir kez şehadet nasip et diye dua edeceğiz. Yahya Kemal’in “meçhule giden bir gemi” diye tarif ettiği bir belirsizlikle ayrılmayacağız bu limandan. Elbet bize meçhul değil, bizi bekleyen bir diyar var."
    Yakın zaman önce annemi rahmet-i Rahman'a uğurlayan biri olarak, gözlerim yaşlı okudum. Allah razı olsun, Rabbim kaleminize, dilinize hakkı ifade etmeyi nasip etsin...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin. Amin. Amin. Rabbim razı olacağı kelamlar yazmayı nasip etsin. Hem yazdığımızda hem okuduğumuz dan meşgulüz. Rabbim sabrınızı güzel hale çevirsin. Başınız sağ olsun.

      Sil
  4. "Bir de içimizde kalanlar var. Hep içimizle kalacak olanlar..."
    Ah, içimizde kalanlar! Sadece bilmesi gerekenlerin bildiği... Bazen de bilmesi gerekenlerin bile bilmediği...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Bir Edip.
      İçimizde kalanların akibeti de ayrı bir muamma. O kadar karışık ki, bilmesi gerekenlerin bile bilemediğine kalem ne desin, yürek ne desin?
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
    2. Evet hocam bilmek ya da bilmemek...
      Ne diyordu William Shakespeare "To be, or not to be "
      Olmak ya da olmamak...

      Sil
  5. “Dağ arkasında olsun, taş altında olmasın” diye dua ettik en zor imtihandan kaçarcasına ve olmadı, bu da bir imtihandı. Ağızlarımızın tadı kaçtı; her defasında bir sevdiğimizi kaybettikçe daha iyi anladık ölümü. Kutlu Nebi ne diyordu; “Lezzetleri acılaştıran ölüm.” Tatmayan yoktur; ne zengin der ne fakir, ne çocuk der ne genç... İsyana düşmeden biliriz ki “Kalp hüzünlenir, göz yaşarır”dan öte değil içimizden geçenler...

    Her satırı ayrı güzeldi 🥹

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ediyorum. Tekrar yorum sayesinde okumak çok güzel...

      Sil
  6. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Allah razı olsun. Yüreğinize sağlık hocam Rabbim her insanda kolaylık versin ve cümlemizi kazananlardan eylesin inşallah.
    Bilge ben.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim hocam. Allah razı olacağı hal üzere eylesin 🌹

      Sil
  8. Çok güzel olmuş emeginize saglik başkanım 👏👏👏

    YanıtlaSil
  9. Yüreğinize sağlık başkanım çok güzeldi okumak🪻🌷🍀

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Rabbim razı olacağı kelam okumayı ve yazmayı nasip etsin.

      Sil
  10. Yaşamının anlamını fark edenler, o yaşamı doğru yürütmenin kaygısında ve umudunda olurlar…Yaşamlarına kıymet verirler..O yaşamı doğru ve güzel geçirmenin yöntemlerini, gerçeklerini ararlar…
    İnsan bu, sevdiğiyle hep iyi olmak ister, yakın olmak ister. Oysa asansör gibi geçiş yeri olan bu hayat, tatların ebedi olduğu yer değildir.
    Yazınız çok güzeldi. Dilerim acılarınız bu dünyada ve kısa süreli, mutluluğunuz her iki dünyada sürekli olsun💐

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ediyorum. Okumanız ve güzel yorumunuz benim için çok değerli Büşra Hanım 🥀

      Sil
  11. Çok güzel gülayşem . Rabbim imtihanı başarıyla geçip razı olacağı kullardan eylesin.

    Arzu💐

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin... Amin... Amin...
      Teşekkür ediyorum aaaa benim Arzu kızım 🌷🌷🌷

      Sil
  12. Emeğinize yüreğinize sağlık Rabbim hayırlısıyla hayırlı bir şekilde daha nice böyle güzel yazılar yazmayı nasip etsin inşAllah canım başkanım🤍🤍🤍
    Cennet s

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah razı olsun canım. Okumuş olman çok kıymetli 🌹🌹🌹

      Sil
  13. Zübeyde Gönen4 Aralık 2024 05:28

    Yine Ayşegülce bir yazı. Severek okudum. Kalemine sağlık arkadaşım

    YanıtlaSil
  14. Teşekkür ediyorum kıymetli hocam, arkadaşım, dostum, zaman ve mesafeler bizi birbirimize hasret etse bile daima dualarimda ve hatiralarimdasın. Yorumun ziyadesiyle mutlu etti beni🥰🥰

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Her Zorlukla Beraber Bir Kolaylık Vardır

 Kişisel gelişimimize kaktı yapan en büyük etkenlerden biri de hayat yolculuğumuzda yaşadığımız zorluklar ve bu zorluklardan aldığımız derslerdir. Zorluklar, bizi düşünmeye, sorgulamaya ve onarıcı çözümler bulmaya teşvik eder. Bir sorunla karşılaştığımızda, bu durum bize dayanıklılık kazandırır ve karakterimizi güçlendirir. Ayrıca zorluklar sayesinde kendi sınırlarımızı keşfederiz. Bu sayede hayal bile edemeyeceğimiz potansiyelimizi ortaya çıkarabiliriz. “Bir derdim var, bin dermana değişmem” sözü, yaşadığımız sıkıntıların, bizim için ne kadar değerli olduğunu ifade eder. Zorluklar, bizi daha güçlü kılar ve hayatta kalma içgüdümüzü etkiler. Sıkıntılar karşısında baş edebilme becerimizi güçlendirir. Zıddı olan rahatlık ise, çoğu zaman insanı tembelleştirir ve onun kişisel gelişimini engeller. Zorluklarla yüzleşmek, gelişimimizin temel yapı taşlarından biridir. Her bir mücadele, bize yeni dersler öğretir ve sınırlarımızı zorlamamıza vesile olur. Hayat boyunca karşımıza çı...

Yaptığın Bir Şey Olsun!

Yaptığın bir şey olsun! Yaptığın bir şey... Adil olmak gibi… Haksızlık karşısında çelikten zırh, güçsüzün yanında sağlam bir kale, haklının yanında huzur veren bir dem ol mesela... Söylenmiş bütün sözlere inat, iyilik edersen iyilik bulursun. Bulamam sanma! Halik bilir ve bildirir. Bu balık suretinde olmasa da. Yaptığın bir şey olsun! Tevazu kanatlarını sermek gibi… Sadece annene, babana, evladına değil, tüm insanlara. Sen kanaati gözetip, mütevazı ol ki nefsinin başı yere eğilsin. “Ahmak çabalar iş olacağına varır” diyenler olsa da, iyilik adına bütün çabalamalar kalem kalem yazılıyor bil. Ve hepsi veresiye alınıyor, en az on katı ile ödenmek üzere. Yaptığın bir şey olsun! Doğru söylemek gibi... Doğru duymak, doğru görmek, doğru yaşamak hatta yaşatmak gibi. Dokuz köyden değil, bütün köylerden kovulmak pahasına! Varsın adına doğrucu Davut desinler! Yalan batağına düşmektense köysüz, kentsiz kal. Dilini eğip bükmektense, kolun kanadın kırılsın, yalan rüzgarlarında uçmak y...