Ana içeriğe atla

Akran Zorbalığı


Hayatımızda var olan yanlışların içimizde uyandırdığı huzursuzluktan sonra bir çözüm yolu arıyoruz. Sorunumuzu fark edip kabul ettiğimizde de kendi iç dünyamız ile yüzleşmeye başlıyoruz. En azından ben öyle yapıyorum :)

Kendimle birlikte size de sormak istiyorum, hayatımızda yaşadığımız, içimizde huzursuz olmamıza sebep olan nedenler nelerdir hiç düşündünüz mü? Bir çok olumlu ya da olumsuz davranışa maruz kaldığımız ve son zamanlarda artan akran zorbalığı da yadsınamaz bir gerçek. Her çağda olan ama günümüzde bariz bir şekilde artan akran zorbalığının sebepleri, çözüm yolları benim uzmanlık alanım değil. Ama biliyorum ki bunun yaşı yok inanın, ilkokulda da var, üniversitede de, hatta iş hayatında da.

Ben bunu, kişisel gelişimini tamamlamamış insanların kendini ifade edememe biçimi diye tanımlıyorum. 

Karakter oluşumunda, yaşadığı olumsuzlukların kendinde ciddi  sorun oluşturduğunu kabul eden kişi, çözüm üretiyor. 

Yaşanan her problem kaçınılmaz bir şekilde kişiliğimizdeki olumlu ya da olumsuz değişimleri de beraberinde getiriyor. Fark edilen ve çözüm üretilen her davranış kişilik oluşumunda olumlu anlamda bir basamak daha yukarı taşıyor bizleri.

İşte tercihlerimiz de tam burada ortaya çıkıyor. 

Ben neyi tercih ediyorum?

Maruz kaldığım zorbalığın sonucunda ne yapacağım?

Şimdi gelin birlikte bir iç muhasebe yapalım. 

Bilerek ya da bilmeyerek bir kimseye psikolojik veya fiziksel zorbalık yaptınız mı?

Ya da herhangi bir zorbalığa maruz kaldınız mı? 

Evet dediğinizi duyar gibiyim. Bu yaşanılan psikolojik bir gerçek.  İnsanın olduğu yerde doğru ve yanlış, iyilik ve kötülük, duyarlılık ve duyarsızlık daima olacaktır. Her şey zıddıyla kaimdir. İnsan kişiliğinin, karakterinin oluşumundaki süre, kişiye, kişinin hayata bakış şekline, yaşam tarzına, aile terbiyesine, yaşanmışlığına göre değişiyor. Maruz kaldığımız zorbalığa verdiğimiz tepki bile değişiyor zamanla.

Kendi maruz kaldığı kötü davranışları başkalarına yapabilecekken yapmamak, hatalarda ısrarcı olmamak... Akran zorbalığının psikolojik bir sorun olduğunu kabul etmek... 

Bilinçli bir şekilde “kötü biri olmak istemiyorum” diyebilmek  bu farkındalığı yaşamak...

Hatta sadece iyi olmakla yetinmeyip, iyiliği çoğaltmak için bir adım atarak, iyilikle mayalanan dostluklar, muhabbetler kurmak...

Hayatın seçimlerden ibaret olduğunun bilincinde olmak...

Ne istediğimizi bilmek kadar önemli, ne istemediğimizin farkında olmak. Bilerek ve isteyerek bütün hücrelerimle iyi bir insan olmak istiyorum ve bunu seçiyorum. 

Yaşadıklarımı ve yaşayacaklarımı böyle olumlu karşılayacağım. Hiç bir kötü yaşanmışlık, benim iyi olmamı etkilemeyecek. İyi olmaya çalışmak ve iyilik için yarışmak, bu zamanda yapılacak en güzel cihattır. İyi olmanın ve iyi kalmanın zor olduğunu biliyorum. Hem etrafınızdaki kötü insanlarla barış halinde yaşamaya çalışırken, içinizdeki nefisle savaşmak...

İnsan olduğunu iddia edenler için iyi olmak kötü olmaktan daha kolaydır diye düşünüyorum.

Taşkın hareketler, agresif davranışlar, zorbalık, aykırılık, insanları küçümsemek, kötü olmak yerine, ayakları yere basan, sorumluluklarının bilincinde olan, hayatını ve hayatındakileri seven, her duruma hazırlıklı insan olmak bilinçli bir seçimdir.

Ben yerine biz demeyi öğrenen, bencilliğin ve egonun bütün dünyaya empoze edildiği bir devirde biz diyecek insanlardan olmayı tercih etmek. Diğer türlü anlık yaşanılan ego tatminlerinden sonra, kendi iç dünyasında başlıyor asıl savaşı insanın diye düşünüyorum. Her şeyi susturabilir insan ama vicdan, içinde susturamadığı tek şahit ve hakimdir. Kendi ile kavgalı olan kişi çevresiyle barışık olamaz.

Huzur insanın içinde başlayan ve dışarı doğru sızan bir duygu halidir.

Zulmetmemek gibi zulme sessiz kalmamak da bizim sorumluluğumuzdadır.

“Bana değmeyen yılan bin yaşasın” fikri, Müslümanca bir düşünce biçimi değildir. Müslüman neme lazım demez, duyarlı olur. Çünkü insan “eşref-i mahluk”tur, yaratılanların en üstünüdür. Kendine  değer veren, Rabb’inin yarattığına da değer verir. Kendi değerimizi merak ediyorsak içimize dönüp insana ne kadar değer veriyoruz, bir soralım!

Kaç kişi benim için önemli?

Kaç dostumun yarasını sardım?

Kaç kişi için birçok şeyi göze alabilirim? Bu soruları ne kadar çoğaltıyor ve ne kadar olumlu cevap alıyorsak bundan ibaretiz. Gönül rehberimizde birçok insan olsun ve birçok insanın arayacağı ilk insanlardan olalım. 

Hayat zannettiğimizden daha kısa. Ve bu kısa hayatta bir çok dönüm noktası oluyor insan için.  Dilerim ki bu yazı ve kendimizle yaptığımız iç hesaplaşma önce kendim, sonra sizin için bir dönüm noktası olur. Bu günden sonra bir çetele tutalım. Hayatımızdaki iyilikleri çoğaltalım. İyiliklerle kötülükleri kapatalım. Her şey gibi iyilik de bulaşıcıdır. Etrafımıza çokça iyilik bulaştıralım.

Selam ve dua ile...

Yorumlar

  1. Merhabalar.
    Çocuklarımızın ve gençlerimizin en büyük sorunlarından biri olan akran zorbalığını daha önce ben de işlemiştim. Bu konuyu ele alıp, parmak basmakla çok iyi etmişsiniz. Yazınızın tamamını okumadan bu ön yorumu yazıyorum. Çünkü, sayfanıza tekrar gelip, yazınızın tamamını okuduktan sonra akran zorbalığı konusundaki sıkıntılar üzerine ben de bir şeyler söylemek istiyorum. Şimdilik hoşçakalın. Hayırlı Ramazanlar dilerim.
    Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim yorumunuz için. Bu konuda katkılarınızı bekliyorum. Allaha emanet olun.

      Sil
  2. Merhabalar.
    Yazınızın tamamını okudum. Akran zorbalığı gerçekten çok zor bir durum. Siz akran zorbalığı ile ilgili konuyu etraflıca ele almışsınız, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Blog sayfamda çok önceden ben de bu konuyu el alıp, işlediğimi çok iyi hatırlamama rağmen yazımı bir türlü bulamadım. Ben de akran zorbalığı ile ilgili neler yapılabilir konusunda yazınıza destek amaçlı çok kısa ana hatlarıyla bilgi vermek isityorum. Eğer çocuğunuz zorbalığa maruz kalıyorsa, okulla düzenli iletişime devam edin. Çocuğunuzu destekleyin, cesaretlendirin ve güçlendirin. Böyle bir durumla karşılaştığında öğretmenlerine danışmasını ve arkadaşları ile birlikte hareket etmesini öğütleyin.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle katılıyorum size genelde akran zorbalığına maruz kalan çocuklar icine kapanık çocuklar oluyor . Biz yanlarında olduğumuzu hissettirmeliyiz . O vakit daha güçlü ifade edecekler kendilerini.

      Sil
  3. Lisede akran zorbalıgına ugramıs biri olarak söylüyorum insan özgüvenini ,kendine olan sevgini baltalayan bir durum..bunun üzerine yazdıgınız ve farkındalıgınız icin tesekkür ederim.hayırlı ramazanlar

    YanıtlaSil
  4. Lisede maruz kaldığım akran zorbalığını yazmaya elim varmadığı için böyle bir yazı çıktı ortaya. Daha farkında ve insana değer veren çocuklar yetistirmeliyiz . Zalim ve zorba olmaktan daha iyi mazlum olmak benim için. Yorum için teşekkür ederim ⚘⚘⚘

    YanıtlaSil
  5. Her zamanki gibi cok güzel bir yazı. Teşekkür eder devamlı bu tür yazilarinizi bekleriz

    YanıtlaSil
  6. heey bloguna mı döndüün :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arada bakiyorum deeptone. Sizi okumayı özledim. 🌹

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

21.yüzyıl ve İmtihan

Müslümanlar olarak içinde bulunduğumuz bu imtihan sadece bu asrın meselesi değildir. Bu, hayrın ve şerrin, iyiyle kötünün mücadelesidir. Bu hak ve batılın çatışmasıdır. Müslüman, içinde yaşadığı dünyanın perişan ve derbeder halinin farkında olmalı ve bu durumun yol açtığı çıkmazların çözüm yollarını aramalı.  Bunun hak ve batıl savaşı olduğunu unutmamalı.  21. yüzyılda gücü elinde bulunduran emperyalizmin dünya üzerindeki haksızlıkları, ahlâksızlıkları, gaddarlıkları, zalimlikleri ve Müslümanların üzerindeki hesapları gözler önünde... Her devrin olduğu gibi bizim içinde bulunduğumuz bu devrin de imtihanı zor. Sınırda kılıçla kalkanla eşit şartlarda cenk etmek mi zor, sınırlar ötesinden bir düğme ile bir insanlığın yok olduğunu görmek mi? Hatta gözle görülmeyen bir mikroorganizmanın insanları yıllarca evinde hapsetmesi mi?  Öyle bir çağda, öyle imtihanlardan geçiyoruz ki... Karşı koymak için önce düşmanı tanımak gerekiyor. Tanımadan onunla savaşmak imkânsız. Ayette “Şu bana

Yaptığın Bir Şey Olsun!

Yaptığın bir şey olsun! Yaptığın bir şey... Adil olmak gibi… Haksızlık karşısında çelikten zırh, güçsüzün yanında sağlam bir kale, haklının yanında huzur veren bir dem ol mesela... Söylenmiş bütün sözlere inat, iyilik edersen iyilik bulursun. Bulamam sanma! Halik bilir ve bildirir. Bu balık suretinde olmasa da. Yaptığın bir şey olsun! Tevazu kanatlarını sermek gibi… Sadece annene, babana, evladına değil, tüm insanlara. Sen kanaati gözetip, mütevazı ol ki nefsinin başı yere eğilsin. “Ahmak çabalar iş olacağına varır” diyenler olsa da, iyilik adına bütün çabalamalar kalem kalem yazılıyor bil. Ve hepsi veresiye alınıyor, en az on katı ile ödenmek üzere. Yaptığın bir şey olsun! Doğru söylemek gibi... Doğru duymak, doğru görmek, doğru yaşamak hatta yaşatmak gibi. Dokuz köyden değil, bütün köylerden kovulmak pahasına! Varsın adına doğrucu Davut desinler! Yalan batağına düşmektense köysüz, kentsiz kal. Dilini eğip bükmektense, kolun kanadın kırılsın, yalan rüzgarlarında uçmak y

Filistin'den Mektup

Farklı coğrafyaların, farklı iklimlerin ve kültürlerin insanlarıyız. Sizin yüzünüzü okşayan rüzgar, esintisini dağların serinliğinden alıyor belki... Her sabah perdenizi büyük bir umutla aralıyor, güneşin sıcaklığını yüzünüzde hissediyorsunuz. Çocuklarınızı şefkatle öperek uyandırıyor. Eşinizi işe dualarla uğurluyor ve muhabbetini sevdiğiniz kişilerle kahve yudumluyor, sonra gündelik telaşlara dalıyorsunuz. Kaygılarınızı, tasalarınızı, arzularınızı umutlarınıza sarıyor ve geleceğe dair hayaller kuruyorsunuz. Evinize, arabanıza, komşuluk ilişkilerinize itana gösteriyor, sofranızı en güzel yemeklerle donatmaktan zevk alıyorsunuz. Bir telaş içerisinde geçiyor hayatınız, değil mi? Günler su gibi akıp gidiyor. En sevdiğiniz baş örtüsünü en sevdiğiniz çantanızla kombin yapıyorsunuz. En sevdiğiniz futbol takımının formasını alıyor, maçlarını kaçırmıyorsunuz. Ne güzel, sizin adınıza ben bundan mutlu oldum. Umarım bunca nimetin şükrünü eda edebilirsiniz. Ve umarım bu alı