Ana içeriğe atla

Tüketirken Tükeniyoruz...

Konsantre edilmiş hayatları tüketip, sindirme derdindeyiz artık...

Ne uzun uzun okumalarımız ne doya doya bakmalarımız ne de sabırla sevmelerimiz var artık.
Başlamadan biten bir yığın muhabbetin, savaşmadan kaybeden kahramanları olduk.
Tenezzül etmez olduk bir başka dünyanın mutluluğu ile hallenmeye ya da derdi ile dertlenmeye.

Görme isteğinden ziyade, bakmadan galeriye yığılmış yüzlerce resim, rehberde simaları hatırlanmayan onlarca isim!
Biriktirme hastalığının bulunmaz çaresizliği birebir yaşadığımız çelişki.
İhtiyaç olduğundan değil, alma hastalığına yakalanmanın sahipsiz reçetesizliği dolanıyor elden ele.
Ve kimse sahip çıkmıyor bu hale!
Sayısını, neye ihtiyacı olduğunu bilememek değil sorun, israfın boyunu aşmışlığı ilerliyor günden güne ve herkes tutumlu sanıyor kendini bu alışveriş çılgınlığı içinde.

Hayır! Bu ahir zaman hastalığından ziyade, ayaklarımızın altına kasıtlı döşenmiş israf tuzağı.
Sefer tası gibi evleri saray yapma telaşı veya sadelik hissini yakalamak için dökülen binlerce lira. Sıkılmışlığın sınır tanımaz boyutsuzluğunu örtmek için bulunan bir dolu bahane...

Kendi çevresindeki yoksuldan, mahallesindeki esnaftan bîhaber avm hayranları ve gerek olur düşüncesi ile alınıp stoklanan bir dolu gereksiz eşya.
Bunları dertlenip, üst üste koyduğunda, kendinden başka kimseyi düşünemeyen ve ne yapsa mutlu olamayan kanaatsiz insan toplulukları olduk maalesef.
İslamın şuuruna ters "bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın" demeyelim derken, birde o yılanı ellerimizle besler olduk.
Yarışır olduk şık rüküş derdi taşıyarak. Birinin kocasının aldığı hediye, diğerinin dilinde mermi oluyor her gece.
Eşleri karşılaştırma,  çocukları yarıştırma; kötü okul, iyi etüt savaşları, ders notları derken hem insanlığı, hem de insanca kalma dersinden sınıfta kaldık.
En güzel, en iyi, en pahalı, en marka demekten; en dürüst, en takva, en salih ve saliha olmak aklımıza gelmez oldu.
Rızkı verenin Hüda olduğunu unuttuk.
İki günlük dünya için, üç ömür yaşayacak derecede dünyaya tamah eder olduk.

Bir korku girdabı sarmış yarınımızı, ne olacak ,ne olacağız, ne yapacağız diye...
Kimse kendine sormuyor, yarın ben burada olacak mıyım diye!
Önünü sonunu bildiğimiz dünyaya aldanır olduk.

Ah! Ahir zaman!
Bütün suçu atmak isterdim üzerine ama sende biliyorsun, ben de...
İnsan kendini kandırdıktan sonra gerisi önemli olmuyor pekte...

Dünya oyun ve eğlenceden ibaret bir gölgelik, oturup kalanlara. Kimler geldi, kimler geçti ve kimse kalmadı bu yalan dünyada.

Ne kadar boş şeylere vakit harcayıp ne çok  üzülüp ne gereksiz şeyler ile oyalanıyoruz.
Bizimle gidecek sadece yaptığımız salih ameller. O da nasip olursa bilmiyoruz!

Hatırla!
Bu fani dünyaya , baki bir hayatı kazanmak için gönderilmiştik oysa.

Unutma!
Ozanın dediği gibi
" Özde ben bir insan olmaya geldim." Diyerek devam etmeliyiz çıktığımız bu yola.

Ayşegül'den...

Yorumlar

  1. Her cümlesine her kelimesine katıldığım harikulade bir yazı.
    Yüreğinize gözünüze kaleminize sağlık hocam👍👏
    Güzel yazıldı da biz mi beğenmedik :)
    Tebrikler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Rabbim yazdıklarımızı yaşatmasın...

      Sil
  2. Çok güzel 🥰ve son kelimesine kadar yine haklısın

    YanıtlaSil
  3. İkilik kinini içimden atıp
    İkilik kinini içimden atıp
    Özde ben bir insan olmaya geldim
    Taht kuralı ariflerin gönlüne
    Sözde ben bir insan olmaya geldim
    Serimi meydana koymaya geldim
    Sözde ben bir insan olmaya geldim
    Serimi meydana koymaya geldim
    Meğerse aşk imiş canın mayası
    Ona mihrabımış kaşın arası
    Hakkın işlediği kudret boyası
    Yüzde ben bir insan olmaya geldim
    Serimi meydana koymaya geldim
    Hakkın işlediği kudret boyası
    Hakkın işlediği kudret boyası
    Yüzde ben bir insan olmaya geldim
    Serimi meydana koymaya geldim
    Bütün mürşidlerin tarif ettiği
    Bütün mürşidlerin tarif ettiği
    Sadıkların menziline yettiği
    Enbiyanın evliyanın gittiği
    İzde ben bir insan olmaya geldim
    Serimi meydana koymaya geldim
    İzde ben bir insan olmaya geldim
    Serimi meydana koymaya geldim
    Ben de bir zamanlar baktım bakıldım
    Nice yıllar bir kemende takıldım
    O aşkı mecazla yandım yakıldım
    Közde ben bir insan olmaya geldim
    Serimi meydana koymaya geldim
    O aşkı mecazla yandım yakıldım
    O aşkı mecazla yandım yakıldım
    Közde ben bir insan olmaya geldim
    Serimi meydana koymaya geldim
    Süregeldim aşk meyini içerek
    Süregeldim aşk meyini içerek
    Her bir akı karasından seçerek
    Varlık dağlarını delip geçerek
    Düzde ben bir insan olmaya geldim
    Serimi meydana koymaya geldim
    Düzde ben bir insan olmaya geldim
    Serimi meydana koymaya geldim
    Gör ki nimri dede şimdi neyleyip
    Gerçek aşkı her gönüle söyleyip
    Her türlü sefaya veda eyleyip
    Sazda ben bir insan olmaya geldim
    Serimi meydana koymaya geldim
    Her türlü sefaya veda eyleyip
    Her türlü sefaya veda eyleyip
    Sazda ben bir insan olmaya geldim
    Serimi meydana koymaya geldim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Hayatımızın özeti bu olsa gerek...

      Sil
  4. Aysegul Hanim gönülden kaleminize yansiyanlar ahirzaman daki kapl boşlugunu doldurmak çabalari
    Lakin acizane ogrendik ki Kalpleer ancak Allahin zikriyle tatmin olur
    Tipki Buyuklerin dediği gibi
    Ballar balini buldum kovanim yağma olsun vesselam

    YanıtlaSil
  5. Eyvallah kardeşim. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  6. Okadar güzel kelimelere dizilmiş sözleriniz ki öncelikle yüreğinize kaleminize sağlık : çağımızın hastalığı olan biriktirme ve tasarruf ediyoruz adi altında evlerimize ucuzken alıp yığınak yapılan şeylere değinmeniz içimizdeki hastalığı görmeniz okuyanlara bunu sorgulatan yaziniz için teşekkür ederim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Anlaşılmak ne güzel bir duygu. Rabbim bu hastalıktan ümmeti Muhammedi kurtarsın.

      Sil
  7. İçimiz mayalı hamur gibi kabarırken dıșımız burușurulmuș bir köșeye atılmış kağıt gibi. İçimizde istiflediklerimiz dıșımızda istiflediklerimizden daha fazla. Bir buyruğun peşinden gidiyoruz. Doğru yoldamiyiz doğru olanı eğrimi saymıșız belli değil.

    YanıtlaSil
  8. Rabbim doğru olana eristirsin bizleri. Teşekkür ederim...

    YanıtlaSil
  9. Selam ve dua ile inşallah rabbim bizleri israf tan ve gösteriş ten muhafaza etsin inşallah yüce arşın sahibi olan Rabbim bizleri yoluna tâbi olan kulların dan eylesin inşallah 🤲

    YanıtlaSil
  10. İnsanin özelliklede kadınlardaki hastaligin tarifi gibi olmuş bu yazi Aysegul hocam bu cagin hastaligı israf ,gösteris, gercekten .insan nisyandir denilmisya yanilan biz yanilıp durmaktayiz bizim.olmayacak seylerin derdinden bize verilen zamani Ahireti kazanma günlerimizi heba ediyoruz
    Gönlünüze ,yüreginize saglik

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Uyanmak ve uyandırmak nasip olsun...

      Sil
  11. Yüreğinize sağlık cok güzel özetlemissiniz gunumuz insanlarını..
    Ve ne yazık ki çok doğru..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Daha şuurlu Müslümanlar olmak nasip olsun inşallah

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

21.yüzyıl ve İmtihan

Müslümanlar olarak içinde bulunduğumuz bu imtihan sadece bu asrın meselesi değildir. Bu, hayrın ve şerrin, iyiyle kötünün mücadelesidir. Bu hak ve batılın çatışmasıdır. Müslüman, içinde yaşadığı dünyanın perişan ve derbeder halinin farkında olmalı ve bu durumun yol açtığı çıkmazların çözüm yollarını aramalı.  Bunun hak ve batıl savaşı olduğunu unutmamalı.  21. yüzyılda gücü elinde bulunduran emperyalizmin dünya üzerindeki haksızlıkları, ahlâksızlıkları, gaddarlıkları, zalimlikleri ve Müslümanların üzerindeki hesapları gözler önünde... Her devrin olduğu gibi bizim içinde bulunduğumuz bu devrin de imtihanı zor. Sınırda kılıçla kalkanla eşit şartlarda cenk etmek mi zor, sınırlar ötesinden bir düğme ile bir insanlığın yok olduğunu görmek mi? Hatta gözle görülmeyen bir mikroorganizmanın insanları yıllarca evinde hapsetmesi mi?  Öyle bir çağda, öyle imtihanlardan geçiyoruz ki... Karşı koymak için önce düşmanı tanımak gerekiyor. Tanımadan onunla savaşmak imkânsız. Ayette “Şu bana

Yaptığın Bir Şey Olsun!

Yaptığın bir şey olsun! Yaptığın bir şey... Adil olmak gibi… Haksızlık karşısında çelikten zırh, güçsüzün yanında sağlam bir kale, haklının yanında huzur veren bir dem ol mesela... Söylenmiş bütün sözlere inat, iyilik edersen iyilik bulursun. Bulamam sanma! Halik bilir ve bildirir. Bu balık suretinde olmasa da. Yaptığın bir şey olsun! Tevazu kanatlarını sermek gibi… Sadece annene, babana, evladına değil, tüm insanlara. Sen kanaati gözetip, mütevazı ol ki nefsinin başı yere eğilsin. “Ahmak çabalar iş olacağına varır” diyenler olsa da, iyilik adına bütün çabalamalar kalem kalem yazılıyor bil. Ve hepsi veresiye alınıyor, en az on katı ile ödenmek üzere. Yaptığın bir şey olsun! Doğru söylemek gibi... Doğru duymak, doğru görmek, doğru yaşamak hatta yaşatmak gibi. Dokuz köyden değil, bütün köylerden kovulmak pahasına! Varsın adına doğrucu Davut desinler! Yalan batağına düşmektense köysüz, kentsiz kal. Dilini eğip bükmektense, kolun kanadın kırılsın, yalan rüzgarlarında uçmak y

Filistin'den Mektup

Farklı coğrafyaların, farklı iklimlerin ve kültürlerin insanlarıyız. Sizin yüzünüzü okşayan rüzgar, esintisini dağların serinliğinden alıyor belki... Her sabah perdenizi büyük bir umutla aralıyor, güneşin sıcaklığını yüzünüzde hissediyorsunuz. Çocuklarınızı şefkatle öperek uyandırıyor. Eşinizi işe dualarla uğurluyor ve muhabbetini sevdiğiniz kişilerle kahve yudumluyor, sonra gündelik telaşlara dalıyorsunuz. Kaygılarınızı, tasalarınızı, arzularınızı umutlarınıza sarıyor ve geleceğe dair hayaller kuruyorsunuz. Evinize, arabanıza, komşuluk ilişkilerinize itana gösteriyor, sofranızı en güzel yemeklerle donatmaktan zevk alıyorsunuz. Bir telaş içerisinde geçiyor hayatınız, değil mi? Günler su gibi akıp gidiyor. En sevdiğiniz baş örtüsünü en sevdiğiniz çantanızla kombin yapıyorsunuz. En sevdiğiniz futbol takımının formasını alıyor, maçlarını kaçırmıyorsunuz. Ne güzel, sizin adınıza ben bundan mutlu oldum. Umarım bunca nimetin şükrünü eda edebilirsiniz. Ve umarım bu alı