Ana içeriğe atla

Kalplerin Fethi...

Mekke’nin fethi; yıllarca uyutulmaya çalışılan  ümmetin, unutturulmaya çalışılan manevi duruşun, geçmişini hatırlatmak için bir çağrısıdır.

Özüne dönmenin, kendi kimliğini kaybedenlerin yolunu bulması için yakılan küçük bir çıra, bir kelebeğin kanat çırpışı, sonrasında yüreklerde kopacak olan fırtınaların başlanğıcıdır.

Yıllarca ecnebi adetleri ile hipnoz edilen Müslüman milletin yüreğine serpilen bir avuç sudur.
Bu unutulan manevi değerleri hatırlatma çağrısıdır.

Allah rızası için yapılan  fetih şöleni, miladi takvimlerin yenileneceği zaman dilimine, şuurlu bir şekilde girmek için var gücümüzle silkelenmek, belki bir çocuğu bu bilinçle büyütüp, kendi kimliğini hatırlatma çabasıdır.
Mekke’nin fethi demek batılın geleneklerine, kutlamalarına hayır demek, safını belli etmektir.
Biz yıl başı kutlamıyoruz, fetih kutluyoruz.
Bugün bizim için Mekke’nin Fethi. Biz Müslümanız elhamdülillah demek ve bunu bütün insanlığa göstermek için bir gayrettir.

Mekke şehirlerin anası, toprakları fethedilmeden yüreklerin fethedildiği belde.
Yurdundan, yuvasından sürülen Peygamberin, yıllar sonra kan dökmeden kazandığı ve ona yapılan onca zulme rağmen, insanlara esenlik ve selamet üzere olacaklarını bildirerek girdiği şehir Mekke.

Rabbimizin fethi önce resulüne (sav) rüyasında bildirdiği sonra ayetlerle müjdelediği belde.

Fetih suresi'nin

"Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik.
Ta ki Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın, seni doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım etsin" ayeti ile müjdelenen belde Mekke.

Doğduğu, büyüdüğü, sürüldüğü, yapılan baskılardan, zulümlerden, ahlaksızlıklardan, yüreği daraldıkça kaçıp sığındığı Hira'sının olduğu şehir Mekke.

Veda ederken "Allah'ın yarattığı şeyler içinde  çok sevdiğim yer sensin. Eğer buranın halkı beni (zor¬la) çıkarmasaydı, ben kendiliğimden çıkmazdım." diyerek ayrıldığı şehir Mekke.

İnsanların ibadet etmesi için yeryüzünde inşa edilen ilk yapı Beytullah'ın olduğu yer, şehirlerin anası (Ümmü'l-Kura) Mekke.

Büyük bir askeri deha ile kan dökülmeden feth edilen, silahla değil, dua, tövbe, tevazu ve muhabbetle girilen  şehir Mekke.


Allah'ın yardımı gelip fetih gerçekleştiğinde;
Ve insanların akın akın Allah'ın dinine girdiğini gördüğünde; Rabbine hamdederek şanının yüceliğini dile getir ve O'ndan af dile; şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir.
(Nasr )  suresi ile girilen şehir Mekke.

31 aralık,  Medine'den yola çıkan islâm ordusunun fetih seferinin başlangıcıdır.
Her fetih, bir sûre bir süre.
Her âyeti bir müjde ,hem de Rabbin müjdesi.

Bu kutlu olayı, bu kutlu nebiyi hatırlamanın, hatırlatmanın bir başka adıdır fetih şöleni.
Bilmeyenler bilsin , unutanlar hatırlasın, bilenler yüreklerine birer kandil yaksın diyedir.
Biz yıl başı kutlamıyoruz!
Mekke’nin fethini kutluyoruz.
Müslümanız elhamdülillah
Bizim miladımız  demenin bir başka yoludur fetih şöleni.

Bizim yeni yılımız Mekke’nin Fethi ile başlıyor elhamdülillah. 

Yüreklerin fethi duasıyla
31 Aralık Mekke’nin Fetihi şölenimiz Ümmete hayırlı olsun. 
Selam ve dua ile...

Ayşegül Duran 

Yorumlar

  1. Muharrem ayının ilk günü hicri yıl başı olarak kabul edilir, bildiğim kadarıyla
    Dünya yılbaşını belirli bir takvime göre belirler, Çin takvimi ve birkaç ülkenin takvimi farklıdır yani başka günlerde kutlarlar ya da yeni bir yılda olduklarını söylerler
    Hicri takvim de farklıdır tabii ki, ama ne yazık ki dünyaya ayak uydurmakta gereklidir, tabii bu demek değildir yılbaşını illa da dünyayla aynı anda kutlayacağız veya yeni yıl olarak tanıyacağız... Kutlama konusunda insan istediği şeyi istediği zaman kutlayabilir, dinimiz açısından bakıldığında ise kutlama yapmak günah değildir, günah olan kutlama sırasında günahlar yapılmasıdır, alkol içmek en basitiyle... Tabii her koyun kendi bacağından asılır dinimizde kimseyi yargılamak bir müslümana yakışmaz. :)

    YanıtlaSil
  2. Anlatmak istediğimi anladığınızı düşünüyorum. Malesef bu taruza maruz kalan bir kisi olarak sokaklarımız, kafelerimiz, avmler Noel baba cam ağaçları ile dolu. Allah sonumuzu hayr etsin.
    “Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.”  Hz. Muhammed (sav)buyrulmuştur. 

    Eğer Türkiye de yaşıyorsanız tavsiye ediyorum STK düzenlediği fetih şölenilerine katılın birde böyle girin yeni yıla...

    Teşekkür ederim...

    YanıtlaSil
  3. Çok hoş bir yazı kesinlikle. 31 Aralık da bol bol fetih okuyalım :) Bu yılbaşında önemli olan günahlardan uzak durmak ve başka kavimlere benzememek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlaşılır olmak bu kadar mutlu eder bir insanı:)

      Teşekkür ederim

      Sil
  4. Çok güzel anlatmışsın. İnsanlarımız başkalarına özenme konusunda gösterdiği gayretin birazını Peygamberimize özenme konusunda gösterseydi bu kadar gaflet içinde olmazdık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim...

      Uyan ey gözlerim gafletten uyanıyorsun, uyan uykusu çok gözlerim uyan...

      Muhabbetle...

      Sil
  5. O kadar güzel özetlemişsiniz ki yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
  6. 31 aralık ın demekki birden fazla anlamı var o zaman daha da iyi ve önemli bir gece demek ki :) bakayım fetih gecesi nerlerde yapılıyor istanbulda, pandemiden sonra giderim tabii keyifle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gönülleri feth ediyorsunuz siz ...

      Daha güzel buluşmalarda buluşmak nasip olsun teşekkür ederim ⚘

      Sil
  7. Ilk cümlenden son cümlene kadar her yazdığına katılıyorum. Üzülerek söylüyorum bence de eğer bir insan müslümanım diyorsa kesinlikle bizden olmayan âdetleri ve kutlamaları kendine âdet edinmez.Bu sene burda yılbaşında havai fişek patlatilmayacak yine.Pandemi eğer bizlere birşeyler öğretmediyse işimiz zor vesselâm...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir söz vardır nush ile uslanmayanın hakkı kötektir diye ...
      Bakalım daha neler gelecek başımıza.

      Rabbim içimizdeki gafiller yüzünden bizi de helak etme diyesim geliyor.
      Ecnebi adetleri kadar değer görmüyor bizim kendi dini ve milli bayramlarımız, günlerimiz:(

      Teşekkür ederim Gülten ⚘

      Sil
  8. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

      Sil
  9. Özellikle yurdumuzda Müslümanların yılbaşı kutlamalarını dini yönden değerlendirdiklerini sanmıyorum. Bırakalım insanlar nasıl mutlu olacaklarsa öyle kutlasınlar yeni yılı. İsteyen çam diksin, isteyen fetih şölenini kutlasın. Hiç kimse çam süsledi diye kimliğini kaybetmez. "Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır." Hadislerin büyük bir bölümünün doğruluğu tartışmalıdır. Bu hadis birleştirici değil toplumu ayrıştırıcı niteliğe sahip. Bizim için yılbaşı sadece bir takvim olayıdır, hiçbir dinî özelliği yoktur. Hiç kimsenin aklına İsa'nın doğuşu ve Noel kutlamaları gelmez. Kaldı ki hem Sünni hem de Şii mezhebinde bildiğiniz üzere Allah'ın Peygamberlerine inanmak imanın şartlarından biridir. Biz yeni yılı kutluyoruz. Kimimiz eğlenerek kimimiz yeni yıldan isteklerimizi, dileklerimizi, dualarımızı, şükürlerimizi dile getirmek suretiyle yeni yılı yaşıyoruz. Hangisinin doğru olduğunu biz bilemeyiz. Onu bildiğini söylemek en büyük şirktir bana göre. Bunlar da benim görüşlerim. Aynı şekilde düşünmek zorunda değiliz elbette. Sizin düşüncenize de saygı duyuyorum. Bu yüzden sizin ve sizin gibi düşünenlerin fetih günü kutlu olsun.

    YanıtlaSil
  10. Okuduğunuz için ve yorumunuz için teşekkür ederim...

    Ben anlattım nasibi olan anlar inşallah.
    Malaesef inandığımız gibi yaşamadığımız için yaşadığımız gibi inanmaya başlıyoruz!

    Selam olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah razı olsun manevi sözlerin için Teşekkür ediyorum

      Sil
    2. Amin. Razı olur inşallah.
      Teşekkür ederim...

      Sil
  11. Merhabalar
    Mekke'nin fethi 11 Ocak tarihinde gerçekleşmiş olmasına rağmen, 31 Aralıkta kutlanmasının esprisi nedir? Mekke'yi fethedecek ordunun 31 Aralıkta yola çıkmasından dolayı mıdır? Bizzat fetih 11 Ocakta gerçekleşmiş. Yani nihai zafer 11 Ocak'ta kazanılmış. Mekke'nin fethinin de 11 ocakta kutlanması daha anlamlı olmaz mıydı?
    Bu sorularımı sakın bir karşı çıkış olarak görmeyin. Ben sadece tarihte kazanılan zaferlerin kutlama günlerinin hep nihai zaferin sonuçlandığı günün esas alınmasından yola çıkarak nedenini anlamak için sorduğumu, kesinlikle altında bir art niyetimin olmadığını bilin lütfen.
    Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Bir gun nasip olursa bulunduğunuz şehirde düzenlenen mekkenin fethi şölenine katılmanızı tavsiye ederim. Bütün sorularınızın cevabini bulacaksınız. Teşekkür ederim.

      Sil
  12. Bu güzel yazınız, hedefi için "küçük bir çıra, bir kelebeğin kanat çırpışı, sonrasında yüreklerde kopacak fırtınaların başlangıcı" niteliğinde olsun. Gönlünüze ve zihninize sağlık, kaleminize kuvvet...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne İmtihanlardan Geçtik

Hiç bitmeyecek zannettiğimiz imtihanlardan geçtik ve kim bilir daha ne imtihanlardan geçeceğiz! Çok yorulduğumuz da oldu, çok bunaldığımız da. Uykuya hasret gözlerle sabahladığımız da çok oldu. Kimse kimsenin ne yaşadığını tam anlamıyla bilemez, bilmesin de zaten. Sadece bilmediğini bilerek yaklaşsın. İnsanların yaşamları ve imtihanları hakkında ahkâm kesip niyet okumayı bıraksınlar istiyor insan.  Kalpleriyle bakanlar müstesna ama! Onlar nefesin kesildiğinde görürler, dua koyarlar avuç içine ve sımsıkı sarılırlar. Öyle bir sarılmak ki tüm hüzünlerin parmak uçlarından akıp gittiğini hissedersin. Bir de görmeyenler, bakmayanlar vardır. Bakmazlar, bakmak onların da kalbini yoracaktır çünkü; kolay olanı seçerler ve kendi dünyalarında kendi küçük dertlerini büyütmek için dönüp giderler. Oysa bir tecrübe, yaşanmadan paylaşılarak tecrübe edilebilir. Tecrübe etmek için her şeyi yaşamalı değil. İnsan, insanın hem derdi hem devası... Hiç bitmeyecek zannettiğimiz imtihanlardan ge...

Her Zorlukla Beraber Bir Kolaylık Vardır

 Kişisel gelişimimize kaktı yapan en büyük etkenlerden biri de hayat yolculuğumuzda yaşadığımız zorluklar ve bu zorluklardan aldığımız derslerdir. Zorluklar, bizi düşünmeye, sorgulamaya ve onarıcı çözümler bulmaya teşvik eder. Bir sorunla karşılaştığımızda, bu durum bize dayanıklılık kazandırır ve karakterimizi güçlendirir. Ayrıca zorluklar sayesinde kendi sınırlarımızı keşfederiz. Bu sayede hayal bile edemeyeceğimiz potansiyelimizi ortaya çıkarabiliriz. “Bir derdim var, bin dermana değişmem” sözü, yaşadığımız sıkıntıların, bizim için ne kadar değerli olduğunu ifade eder. Zorluklar, bizi daha güçlü kılar ve hayatta kalma içgüdümüzü etkiler. Sıkıntılar karşısında baş edebilme becerimizi güçlendirir. Zıddı olan rahatlık ise, çoğu zaman insanı tembelleştirir ve onun kişisel gelişimini engeller. Zorluklarla yüzleşmek, gelişimimizin temel yapı taşlarından biridir. Her bir mücadele, bize yeni dersler öğretir ve sınırlarımızı zorlamamıza vesile olur. Hayat boyunca karşımıza çı...

Yaptığın Bir Şey Olsun!

Yaptığın bir şey olsun! Yaptığın bir şey... Adil olmak gibi… Haksızlık karşısında çelikten zırh, güçsüzün yanında sağlam bir kale, haklının yanında huzur veren bir dem ol mesela... Söylenmiş bütün sözlere inat, iyilik edersen iyilik bulursun. Bulamam sanma! Halik bilir ve bildirir. Bu balık suretinde olmasa da. Yaptığın bir şey olsun! Tevazu kanatlarını sermek gibi… Sadece annene, babana, evladına değil, tüm insanlara. Sen kanaati gözetip, mütevazı ol ki nefsinin başı yere eğilsin. “Ahmak çabalar iş olacağına varır” diyenler olsa da, iyilik adına bütün çabalamalar kalem kalem yazılıyor bil. Ve hepsi veresiye alınıyor, en az on katı ile ödenmek üzere. Yaptığın bir şey olsun! Doğru söylemek gibi... Doğru duymak, doğru görmek, doğru yaşamak hatta yaşatmak gibi. Dokuz köyden değil, bütün köylerden kovulmak pahasına! Varsın adına doğrucu Davut desinler! Yalan batağına düşmektense köysüz, kentsiz kal. Dilini eğip bükmektense, kolun kanadın kırılsın, yalan rüzgarlarında uçmak y...